Bir çocuk düşünün, her üzüldüğünde saklanan,
her öfkelendiğinde susan,
öfkesinden dolmuş gözlerini saklayarak uzaklaşan.
Her mutluluğu kursağında kalan,
hayalleri pişmanlık getiren,
gerçeği çok erken öğrenen bir çocuk.
Bu çocuğun büyüdüğünü düşünün;
umutsuzluğa sarılarak geçmiş tüm yıllarını, ne kadar arasa da yaşamak için neden bulamamış.
Ne olursa olsun,nasıl bir durumda olursan ol; Rabbine bağlan ,insanlara değil. İnsanlar yarı yolda bırakırlar. Bundan ötürü hiç bir zaman hiç kimseye haddinden çok kıymet verme. Hiç kimse için ölüp bitme. Hiç kimse için kendinden ödün verme. Bütün bu yapacaklarını sadece Allah'ı memnun etmek için yap. O ne seni terkeder ne de seni incitir. Lakin insanlar bunun aksini çok yaparlar. Kendine gelmek için en güvendiklerinin elinden tokat yemeyi bekleme. Onlardan önce sen durumu idrak et. Hiç kimsenin hatasız olamayacağını,bir gün seni terk edebileceğini unutma. Bunu hatırla ki insanlarla ilişkin daima mesafeli ve abartısız olsun. Bunu becerdiğin zaman daha mutlu olacaksın. Çünkü böyle durumlar seni derinden etkilemeyecek. Kalbinde konumunu belirlediğin hiç kimse seni haddinden çok üzemez. Fakat tam tersi bir olayda incinen sen olursun.
Büyük İskender'in dalkavukları onu, Zeus'un oğlu olduğuna inandırmışlar.
Bir gün yaralanıp da yarasından kan aktığını görünce: Buna ne diyeceksiniz, bakalım? demiş; kıpkızıl, mis gibi insan kanı değil mi bu?
Homeros'un destanlarında tanrıların yarasından akan kan hiç de böyle değildir.... :)))
Şair Hermodoros, Antigonos'u öven şiirlerinde, ona güneşin oğlu diyormuş.
Antigonos: Oturağımı döken adam benim güneşin oğlu olmadığımı çok iyi bilir, demiş.
İnsan her yerde hep insandır; ve bir insanın özünde soyluluk olmadı mı, dünyanın tacını giyse yine çıplak kalır.
Son söz yerine; “Sokrates’e: Zalimler seni ölüme mahkum ettiler, dedikleri zaman: Doğa da onları.! demiş”
Mutsuzsan veya korkarsan kanalı değiştir!
Söylenecek çok şey var da sana ama öldürüldüğümde dile getirebilirim ancak.
Çok şey isteyenlerden olmadım hiç bir zaman mutluluk ve sevilmek sadece sen bana bunları verdin ama ben Onların değerini bilemedin nankörlük ettim ve asıl benliğime karşı gelemedim ve hala her halükarda tüm yollarım sana çıktığını unuttum. Şuan olduğum yerden de hiç
“Herkes benim için aynı olamazdı ki o kadar geniş bir kalbim yok ki, belki çok ama çok kırılmadan, incitilmeden önceki zamanlarda vardı, daha fazla incitilmemek adına bu çerçevenin daraltılması gerekiyordu, doğru olan buydu sen de böyle söylemez miydin? Ama şimdi ne oldu sana. Nedir bu yarattığın uzak dağlar. Artık aşmak isteyecek kadar gücüm, enerjim ve en önemlisi isteğim hiç yok. İşte, bütün bunlar sana karşı kırgın durmamı sağlıyor.” Küçük Prens
Bir zamanlar bir ormanda yaşayan güzel mi güzel bir lotus çiçeği varmış. Bir bataklıkta yaşıyor olmasına rağmen tertemizmiş. Büyüleyici bir güzelliği varmış. Yaşadığı yerden sürekli gökyüzünü izlermiş.
Sonra bu ormana bir oduncu gelmiş. Ama ağaçları işi gereği mecburen kesermiş. Fakat bunu istemeden yapıyormuş. Bunu fark eden lotus çiçeği çok
28 Mayıs....
Birinin doğum diğerinin ölüm tarihi 28 Mayıs.. Ortak noktaları mı? Elbette duygu, elbette şiir... Kocaman yürekli iki Adam...
Ve bu şiir ki, 446.jpg)
Küçük İskender 'in "bu ne biçim şiir" diyerek kitabı duvara çarptığı...
Hiç kıpırdamadan dağa bakan bir köpek gördüğünde ise, "Phoenix"in dizesini animsayip ("Kim bakardı uzağa köpekleri
Gerçekten çok mu zor yazılanı anlamak, hani burası birde kitap uygulaması.Okuyanlarin hali böyleyse okumayanlarin vayy haline.Alintilayip duruyorsunuz, bunlar birde birbirine yakin olan birbirini takip eden bir grup sadece veriyorlar birbirine gazı.Ben alintilanmasindan rahatsız oluyorum.Alakasiz kişiler üzerine alınıp duruyor, hakaret edeni mi dersin, asagilamaya çalışanı mı, ha birde tamamen yanlış anlayıp aa sen kimsinde dinimizi sorguluyorsun diyenler var, birde alintilayip hakaretini edip silenler de var...Cok alintilayasiniz varsa kitap alintilarimi alintilayan bu uygulama bunun için var, siz hakaretler savurun diye değil.:) Hiç de pisman değilim iletiminden...Bunu yaptığınızda hakikaten üzülmüyorum yani ne saniyorsunuz onu da anlamıyorum.aKotu niyet barındırana engeli basıyorum.Ben Filistin'e destek verilmesinden rahatsız değilim. Hayır yani neden olayım?:)Ben böyle bir uygulamanin etkileşim almak için yapılan paylasimlarindan rahatsizim.Ha sanane diyen olursa da görüyorum ben bunları ve gördükçe insan olmakdan utanıyorum sizin yerinize.
D.Ö.
@d__o
·28 Mayıs 14:58
1000 kitaba girdiğimde Filistin meselesini fırsat bilip acayip bir spekülasyon görüyorum..Yok efendim, iletilerin altına arkadaslarinizi etiketleyin profillerimizi değiştirelim...Yok efendim dua edin yorum atın, beğenin edene şu kadar kitap hediye edeceğiz.Ya gerçekten neyin kafasını yaşıyor olabilirsiniz.Siz kendinizin müslüman olduğunu mu düşünüyorsunuz?Bundan bile ne koparsak kârdir demeniz midemi bulandırıyor gerçekten.Sizin kitap hediyeleriniz olmasa dua etmezdik zaten biz Allah razı olsun gerçekten. 1000 tane takipciniz, 300 begeniniz, 100 tane yorum ataniniz olmasa nasıl yasarsiniz zaten‽
MTTB BU MU?
MTTB’nin İstanbul Şubesinin önünden geçiyordum. Bir pankart gözüme çarptı: “Yıkılasın İsrail enkazını göreyim…” Ortaokul seviyesinde bir şey. Ama altındaki imza tuhaf: “Necip Fazıl Kısakürek”…
Yuh artık. Dalga mı geçiyorlar, adam mı seçiyorlar belli değil. Ne zaman ciddiye almak istesek elimize yüzümüze bulaşıyor.
Arkadaşlar, ayıp denen bir şey