Yıldızlar çıplak gözle bakıldığında beyaz ve sarı görünseler de aslında renkleri maviden koyu kırmızıya kadar değişir. Bir yıldız ne kadar maviyse, o kadar sıcaktır.
An gelir, değişir her şey... Gökte plan, yerde zemin değişir, doruklara sevdalanır insan, takvimde gün değişir de, zamanda dün değişmez. Kavimler göçer, Ahmet sevincini arar, akvaryumum, kanaryam nerde der durur ama duvarlar konuşmamaya devam eder. Döngüde bu hikayeye madem mutlu son yazılmamış, eğ gitsin ruhunun boynunu kadere, yaşa gitsin kendi yokuş aşağılarını yorulmaksızın, varsın yine yakarışlar lal olsun, yine varamayışlar kazansın, son umut treni de ayrılsın ömür peronundan. Ne sen dön, ne de ben ıslık çalayım, uçuşan rüzgarda o çok sevdiğim saçlarının savruluşunu seyredeyim şimdi, hatırlayacağımızdan emin ama yine de unutmak umuduyla hoşça kal, uğurlar ola...
Olsun, dedim, ne önemi var, ne değişir, hayat bazen gülmeye değer, üç beş kedi içinmiş, bir sümüklü çocuk içinmiş ne fark eder? Hayat bazen gülmeye değer.