Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"'Kepler ya da Newton'un buluşlarını, çeşitli kombinezonlar yüzünden bu buluşların açığa çıkmasına engel olan, bunların yolunu tıkayan bir, on, yüz ya da daha çok kişinin hayatları feda edilmeden insanlık öğrenemeyecekti diyelim. Bu d rumda bence, buluşunu tüm insanlığa iletebilmek için Newton'un bu on ya da yüz kişiyi ortadan
Öldükten sonra gelecek üne düşkün birisi, onu ve onun ününü hatırlayacak olanların da kendisi gibi kısa süre sonra öleceğini, onlardan sonra geleceklerin de aynı akıbete uğrayacağını, hatırasının bu şekilde parlayıp sönerek birinden öbürüne geçerken sonunda tamamen yok olacağını tahayyül etmez. Haydi hatıran ve hatıranı yaşatacaklar ölümsüz diyelim, bundan sana ne? Övgü ölünün ne işine yarar?
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Eğer kökünden açacaksak şöyle oldu: Evveli Türkiye'de, Erzurum'da harp oluyordu. Harp olurken askerler kaçıyordu. Hepsi silahlı. Türki­ye askeri. Türkler kaçıyordu silahlarıylan. Erzurum tarafından gelip, Rum köylerinden geçerken vurdular, kırdılar, ne isterlerse aldılar. Türk hükümeti bunlara sahip çıkmıyordu. Her zaman bu oluyordu. Rum köyleri de kendilerini korumak için silahlandı. Köylerini bekli­yor, gelen silahlıları vuruyorlardı. Silahlı adamlar bir yerde seni kıstırdı diyelim. Silahlılar başka millet­ten. Döversem seni; vurursam, kırarsam sen ne yaparsın? Sonunda sen de mecbur olup, silah alıp dağa çıkarsın. Hep bundan meydana çıktı.
Eğer bir insan başkalarıyla iletişim halindeyse, onlarla muhabbet ediyor, eğleniyor ya da sadece tanışıyorsa ya onlar gibi olmak zorundadır ya da onları kendine benzetmelidir. Bir kömür parçası yananların yanına konduğunda onlarla birlikte yanacaktır. İşte böyle bir tehlike varken insanın kiminle omuz omuza duracağı çok önemlidir. Kirli biriyle arkadaşlık eden temiz kalamaz. İnsanlar hakkında konuşulduğunda, hatta onlar yargılandığında ne yapacaksın? Diyelim ki biri başkalarına hakaret ediyor, sinirleniyor, bağırıp çağırıyor. Aramızda bir kavalcı var mıdır ki bir notaya dokunduğu anda yanındakini doğru yola getirsin? Aranızda Sokrates’e benzeyen, konuştuğu herkesi ikna edebilen biri var mıdır? Hayır, bir oraya bir buraya çekiştirilirsin. O halde nasıl oluyor da bazıları senden daha güçlü görünüyor? Çünkü onlar söylediklerine gerçekten, kalpten inanıyorlar. Bütün o çürümüş fikirlerine gerçekten inanıyorlar. Senin doğru düşüncelerin ise sadece dudaklarından dökülüyor ve kimseyi ikna edemiyor.” *** “Hiç kimse irademizi elimizden alamaz. Kimse ona hükmedemez.”
Erkekler için süslendiğimi de nereden çıkardınız? Kaldı ki hadi diyelim ki öyle… Bu sizin erkekler olarak kadınları rahatsız edebileceğinize anlamına mı geliyor. Ne yaşadığımı biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Haber de mı okumuyorsunuz. Çevrenizden mi görmüyorsunuz. Lütfen madem ki paylaşımlarımdan rahatsızsınız rica ediyorum engelleyiniz. Bu şekilde tartışma içerisine girmenize gerek yok. Herkesin düşünce tarzı kendine özgüdür.
Zeki Önal
Zeki Önal
204 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Mahmud Esad Coşan hoca son dönemimizin en kıymetli âlimlerinden biridir. Hatta dört başı mamur bir âlim olmasının yanı sıra münevver, siyasetçi gibi vasıfları da yazılarından anlaşılıyor. Ayrıca, cemaatini İslâm toplumu için yönlendirmeleri yok mu; insanın emrine giresi geliyor adeta. Ne diyelim, en azından nasihatlerini okumak, dinlemek ve tutmak kaldı bize. Bu kitabı da dergilerinde yayınladığı makalelerinden oluşmaktadır. Eğer bir âlim nasıl olur; vizyon ve misyon görmek isterseniz mutlaka Esad Coşan hocayla tanışık olmanız lazımdır... Bu vesileyle Esad Coşan Efendi'ye Rabbim gani gani rahmet eylesin, âmin.
Başmakaleler 3
Başmakaleler 3Mahmud Esad Coşan · Server İletişim · 201166 okunma
“Mecnun, elimi sıkıyorsun?” “Çok pardon ya, hiç farkında diyilim.” “Gök gürültüsünden mi korktun sen?” “Yok ya gök gürültüsünden korktum demeyelim de ona..” “Ne diyelim peki?” Seni kaybetmekten korktum Leyla.. Ya aksakallı haklıysa söylediklerinde? Ya tüm bunlar biz bir araya geldik diye oluyorsa? Ya seninle ayrılmak zorunda kalırsak? Ya seni kaybedersem? Bir insanı kaybetme korkusu, keskin dişleriyle insanı içten içe kemiren korkunç bir canavar..
Ne dersek diyelim, Avrupa penceresinden uzak kalmak elbette zor, bu kader!... Asya, Asya Rusya'mız: İşte bu da hasta kökümüzdür, değil canlandırılması, tam anlamıyla yeniden doğması ve yaratılması gerekiyor!
Sayfa 1197 - Yapı Kredi almakKitabı okudu
Nereye koyduysam oradadır belki dünya. Annem hariç, o hep yanı başımda. Tüm yükümle çocukca çıksam omuzlarına. Hiç büyümemişim gibi kaldırır tek başına. Ana kucağı bu, yerine yatamazsın kalkıp da. Kapattırır önünü, yine de üşütürsün yokluğunda. "Senin neyin eksik onlardan?" diye sorarsa sana. Bil ki ömründen verip biraz daha
Cinsiyet bencilliği
Dünyada en guç yenilen ve derecesi oranında birçok safhayı kapsayabilen, birçok sınavın, birçok ilerlemenin, birçok gerilemenin etkeni olan "cinsiyet bencilliği"ni ele alalım! Bir adam, sırf etinin, sinirlerinin arzularını yerine getirmek için bir kadını sevmektedir. Ve bu yoldan o, maddi bencilliğini atlatma durumundadır. Sevdiği kadın,
Gönlünce de dönse, bu dünyanın sonu ne? Okunup bitse de ömür destanın, sonu ne? Yüz yıl dilediğince yaşadın diyelim, Bir yüz yıl daha yaşasaydın, sonu ne?
Sayfa 181Kitabı okudu
Küçükken " küseceksen oynamayalım " derdik, peki şimdi ne diyelim ? " gideceksen sevme mi ? "
Diyelim yağmura tutuldun bir gün Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek Öbür yanda güneş kendi keyfinde Ne de olsa yaz yağmuru Pırıl pırıl düşüyor damlalar Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın Dar attın kendini karşı evin sundurmasına İşte o evin kapısında bulacaksın beni.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Küçük savaştan büyük savaşa yani nefsimizle savaşa davet eden Allah Resûlünden günümüze bakınca, nefsin oyuncağı olduğu, şeytanın rolünün çalındığı zaman diliminde hatta nefsimizin ilah edinildiği ahvalde Gazzeye de gidemiyoruz ya ne diyelim Küçük büyük savaşta da yokuz . Safımız belli ise hiç değilse dillendirmek isterim içimdeki isyanı karınca kararınca...
272 syf.
9/10 puan verdi
·
59 günde okudu
Kahrolsun zübükizm
Baştan uyarıyorum, ufak spoiler içerebilir. Ona göre okuyunuz. Gelelim kitaba. Aziz Nesin'in okuduğum ilk eseri olduğunu belirteyim. Dili oldukça temiz, nüktedan ve konusu akıcı. Aynı zamanda can yakıcı… Çünkü nedir Zübüklük? Şark kurnazlığıdır. İçten içe kendini diğerlerinden üstün görmek, kendini en zeki sanmaktır. Yalan söylemekte
Zübük
ZübükAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 20126,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.