Git diyorsun Nereye gideyim? Ümitlerim ne olacak? Bunca şiirleri kim söyleyecek sana? Kim anlatacak dünyaya sığmayan güzelliğini
Breuer devam etmişti. “Birden yaşlandım. Kendimi yaşlı bir adam olarak, önüme çıkan bir yaşama; bir mesleğe, bir kariyere, bir aileye, bir kültüre gömülmüş bir halde buldum. Benim için her şey yazılmıştı. Ben hiçbir seçim yapmadım. Kendime bir şans tanımalıyım! Kendimi bulmak için fırsat vermeliyim!” “Şans mı?” diye karşılık verdi Mathilde. “Kendini bulmak mı? Josef, sen neler diyorsun? İstediğin nedir?” “Senden hiçbir şey istemiyorum! Kendimden bir şey istiyorum. Yaşamımı değiştirmek zorundayım! Yoksa, bir kere bile yaşadığımı hissetmeden ölümü karşılamak zorunda kalacağım.” “Josef, çılgınlık bu!” Mathilde sesini yükseltmişti. Gözleri korku doluydu. “Ne oldu sana? Ne zamandan beri senin yaşamın, benim yaşamım diye bir şey var? Biz bir yaşamı paylaşıyoruz; yaşamımızı birleştirmek için birbirimize yemin ettik.” “Ama benim olmayan bir şeyi sana nasıl verebilirim?” “Seni artık hiç anlamıyorum. ‘Özgürlük!,’ ‘kendini bulmak’, ‘hiç yaşamamış olmak’; bu sözler bana çok saçma geliyor. Sana neler oluyor Josef? Bize neler oluyor?” Mathilde daha fazla konuşamamıştı. Ellerini yumruk yaparak ağzına götürmüş, hızla ondan uzaklaşarak hıçkırmaya başlamıştı.
Sayfa 2 - Ayrıntı Yayınları XXI
Reklam
Hayal kırıklığına uğramak eğlence parkındaki bir oyuncabilmek için boşuboşuna sıraya girmeye benziyor. Herkes sana oyuncağın harika olduğunu söyleyip durduğu için sıraya girip 2 saat bekliyorsun. Sıran geldiğinde her şeyin daha sen ne olduğunu anlamadan hemen olup bittiğini fark ediyorsun ve”Ne yani,hepsi bu kadar mıydı ?” diyorsun .
"Sen... Sen aklını mı yitirdin? Bir kere o... Hayatımda gördüğüm en güzel kadın olabilir ve sen kalkmış o kadar da güzel değil diyorsun, öyle mi? Acaba sen..." "Ne demek istediğimi anladın mı şimdi?" diye lafımı kesiyor Ian. Winston'a dönüyor. "Vay be," diyor Winston yerdeki pizzaya vakur bir ifadeyle bakarken. "Kenji cidden mala bağlamış." Elimi yüzümde gezdiriyorum. "Sizden nefret ediyorum."
“Bana göre korkusuz olmalı tüm sevgiler.” Omuz silktim bilemez gibi. “Ne bileyim, tüm efsanelerde öyle değil midir? Seven, sevdiği için dünyayı yakar.” “Ya dünyayı cennete çevirirse?” dedi Gülten abla. Yutkundum söylediğiyle. “illa yakıp yıkmak mı gerekir sevmek için? Ya senin için toprağa yeni çiçek tohumları ekiyorsa güzeli gör, güzeli kokla diye? O hâlde beklemek yakışmaz mı sevene?” Burukça kenara kıvrıldı dudaklarım. “Ben güzeli çirkin yapmayı biliyorum yalnızca. Böyle düşünmedim hiç.” “Aşk ne ki sana göre?” “Aşk... Delilik bana göre. Deli olması lazım bir insanın bir insanı sevmesi için. Akıl kârı değil.” “Doğru,” dedi, derin bir nefes verdi. “Ama kimileri çok aklı başında sever kimilerini, illa deli olmaya gerek yok ya. Eksiltmez kendinden.” Tebessüm etti. “Aşk da eksiltmez insanı sanılanın aksine. Aşk çoğaltır, birleştirir, bütünleştirir, tamamlar.” “Ya soğusun diye beklettiği kahve acırsa?” “Acıya acıya içersin.” “ Yana yana seversin, diyorsun yani. Eksilsen de çoğalsan da seversin. Acısan da yansan da seversin.” “Göze alırsın diyorum, Kutay’ım. Sen kendinden eksiltiyorsun diye onun da kendinden eksiltmesini beklersen tükenirsin. Bırak, senin eksilttiğini o tamamlasın.”
Sayfa 182Kitabı okudu
Seviyorum Seni Diyorsun Ne kolay Yalan Söylüyorsun.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.