Adam olduysan hesap ver kendine: Getirdiğin ne? Götüreceğin ne? Şarap içersem ölürüm diyorsun: İçsen de öleceksin, içmesen de!
Şimdiki anda düşünemezsin. Düşünmeye başladığın anda o artık geçmiş olur. Güneşin doğuşunu izliyorsun; gördüğünde diyorsun ki: "Ne güzel bir gündoğumu." Geçmiş oldu bile. Güneş doğarken "Ne güzel!" bile diyecek yeterli boşluk yoktur çünkü sen bu sözleri -Ne güzel!- söylerken yaşantı geçmiş oldu bile;zihin şimdiden onu hafızasından tanır. Ama tam olarak ne zaman güneş doğuyor, tam olarak hangi zaman güneş doğmakta, nasıl düşünebilirsin? Ne düşünebilirsiniz? Doğan güneş ile birlikte olabilirsiniz ama düşünemezsin. Senin için yeterli yer vardır ama düşüncelerin için yoktur.
Reklam
"Sen, hepiniz çirkin bir balıkçının oltasına yakalanmışsınız. Balıkçının ayaklarının dibindeki kovanın içinde yaşamak için çırpınıp duruyorsunuz. Dünyayı o kova, yaşamayı ölmemek sanıyorsunuz. Özgürlüğünüz o kovanın hacmi, ömrünüz gün bitip balıkçı eve dönene kadar. .... Dışarıda koskaca bir dünya var. Zıplasan, çıksan göreceksin. Ölürüm diyorsun, denize kadar gidemem diyorsun. Gitme, öl, ne çıkar. Kovanın içinde senin gibi onlarca korkakla yaşayacağına, hiç değilse cesur ve özgür olarak ölürsün..."
Sayfa 66 - Sel Yayıncılık, 3. BaskıKitabı okudu
Bir şeyi ne denli az anlarsan, o denli çok saygı gösteriyor, onun karşısında boyun eğiyorsun. Hitler’i Nietzsche’den, Napolyon’u da Pestalozzi’den daha iyi tanıyorsun. Sana göre bir kral, Sigmund Freud’dan daha önemlidir. Senin gibilere kişisel özgürlük değil ulusal özgürlük vaat ediyorlar. Özgüven değil devlete saygı, kişisel büyüklük değil ulusal büyüklük vaat ediyorlar. Bu yüzdendir ki, kendi mutluluğunu aydınlıktan ürken bir gece hırsızı gibi çalıyorsun. “Susturun bu adamı yabancı uyruklu o!” diyorsun. Bırak bu sözleri küçük adam! Anadan doğma bir göçmensin sen. Bu dünyaya bir rastlantı sonucu gelmişsin ve geldiğin gibi, sessizce gideceksin. Neden bağırıyorsun böyle biliyor musun? Korkuyorsun da ondan!”
"Milena, yeterince sevgi gösteremedim sana diyorsun, daha ne yapacaktın ki? yanımdaydın, bundan büyük sevgi, saygı olabilirmiydi hiç?"
Benim yüzüm bir bayram telâşıdır Küller ve biraz da deniz artıklarıyla Ben ki çocuklarla büyüdüm ve (Bu yüzden uzundur ya biraz kollarım) ... Şimdi bir yolu yürüyoruz ya seninle Birden üçüncü sınıf bir lokantadayız işte Bir kadın senin ağzınla gülüyor ve
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.