#dikenlerşehri #thedemonqueentrials serisi ilk kitabı #cityofthorns okudum. Serinin tamamlanmasını bekliyordum başlamak için.
Rowan ölen annesinin intikamını almak için iblis şehrindeki Belial üniversitesi'ne girip büyü öğrenimi görmek istiyor. Her yıl 300 fani üniversitesiye kabul ediliyor. Acımasız kaos lordu denen iblis ile karşılaştığında Rowan iblisin kendisinden nefret ettiğini farkeder ancak bunun için bir sebep bulamaz. Bir olaydan sonra kendisini kaos lordu Orionun zindanında bulur. Orion Rowan'ın succubus iblis mortana olduğunu düşünür. Bir fani olduğu anlaşılınca da Rowan,Orion'a teklifte bulunur. Dikenler şehrinde iblis taklidi yapıp Orion'a casusluk edecektir ve bu şekilde annesini öldüren iblisi de bulma şansı olacaktır.
Yaratılan dünya oldukça özgün ve ilgi çekici. Yazarın püriten papazlarla ve öncülerle hikayeyi harmanlamasımşaşırtıcıydı cotton mather ismini görmek bile smut kitabı için laşırtıcı oldu. Sırf iyi araştırılmış olması bile puanı yükseltmeme yeterli. Sadece püritenlik de değil iblis kastlarının gerçeğe uygun bölümlenmesi de oldukça iyi. Yorumlarda herkes sadece seks kısmına ve Orionun nasıl becerdiğine odaklandığı için tam anlamıyla kitap hakkında bilgi almak mümkün değil. Benim yorumumla biraz daha kitap hakkında bilgi edinebilirsiniz. Bu arada anlatım çok basit o yüzden direk konuya çekilip hızlı bir okuma yapmanız kesin.
#cncrawford #dikenlerşehriserisi
Belli bir hisse senedinin neden değer kazandığı ya da kaybettiği ancak iki, üç gün, hatta haftalar yada aylar sonra anlaşılabilir. Zaten ne farkeder ki? Bant o anda size gerekli bilgileri verir. Sebebini sonra anlasanız da olur.
Diyelim ki sen haklısın. Geri kalan herkes de yanılmış. Ne fark eder ki?
“Benliğim ve prensiplerim açısından çok şey farkeder.”
Gerçekten mi? O kadar mı?
“İnsan benliğini koruyamazsa geriye hiçbir şey kalmaz ki.”
yazgım
kendi avcumda seyretmek kırgın aksimi.
Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Gençtim ya,ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur,dalların hışırtısı da
gözyaşı,çiğ tanesi,gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Düşünmeli değil mi, "Ne kadar tek başınasınız?" diye sorulmuyor da "Ne kadar yalnızsınız?" diye soruluyor. Acaba neden?!?!?
Gustave Janouch Franz Kafka'ya bir vesileyle şöyle sorar:
— [Gerçekten de] o kadar yalnız mısınız?
Kafka başıyla tasdik eder.
— Kaspar Hauser kadar mı?
Kafka güler:
— Onunkinden de beter... Ben [ancak] Franz Kafka kadar yalnızım! (G. Janouch, Gespräche mit Kafka, s. 41, Frankfurt, 1961)
Kimse başkası kadar yalnız olamaz, aksine herkes en nihayet kendisi kadar yalnızdır. Çünkü —unutmamalı ki— tek başınalığı başkaları (ağyar), yalnızlığı ise sadece kişinin kendisi (yâr) farkeder.
Uzun söze ne hacet, sen 'sen' kadar yalnızsın, ben 'ben' kadar!.. Şayet 'O'nun ahlâkıyla ahlâklanabilseydik, belki ancak o zaman 'O'nun kadar yalnız olabilirdik; zira 'O' da 'O' kadar yalnız!
Cenab-ı Aşka Dair Dücane Cündioğlu KAKNÜS YAYINLARI
Çocuğum, cahilim ve fakir. Ne farkeder..
Pabucum delik, çorabım ıslak, biraz da
üşüdüm. Saatlerce yürüdüm, ara sıra koştum,biraz geç kaldım. Her şeye rağmen yüzümde gülücük, önümde hayaller, buruşuk defterin kırışık kağıtlarına sığacak kadar. O da yeter.
Sobanın yanında bir yanım buz bir yanım ateş..
Bir gülücük ve bir kaç saniye bana bunları
anlattı. Ve bunların tamamını hissetmiş,
yaşamış, kırılmış, yıpranmış, vazgeçmiş
bir adam. Bu çocuğun tam karşısında. Biri
ötekinin geçmişi, öteki birinin geleceği. Farklı
tabaklarda, farklı kaşıklarla aynı çorbayı
içiyoruz. Bana göre acısı fazla, sana göre tuzu.
Kimisi dibini sıyırıyor, kimisi doyup kalkıyor
masadan...
Gençtim ya, ne farkeder deyip geçerdim
nehrin uğultusu da olur, dalların hışırtısı da
gözyaşı, çiğ tanesi, gizli dert veya verem
ne fark eder demişim
bilmeden farkı istemişim.
Dünyayı kazanmak yada kaybetmek, bu iki şey arasındaki farkı düşünen herkes kaybetmiştir.
Ne kadar çok kazanmak istersen, neyi kaybettiğini göremezsin bazen.
Bu yüzden şimdi unutma herşeyi, yavaş yavaş izle...
Ve şöyle söyle kendi kendine:
-Ne Farkeder...
youtube.com/shorts/K6H3BpKH...
"Ama yüreğimden çıkmak için benden izin istemedin ki."
"Ne farkeder?"
"Çok şey. Benimle yaşamaya geldiğinde, yüreğime girmek için pohpohladın."
"Aradan uzun zaman geçti. Her şey değişti."