DÖNEM DÖNEM DÜNYA
''' KEŞİF DÖNEMİ Dünyada iki tip insan vardı. Zenginler ve güçlüler. Yoksul ve zayıflar da vardı ama onlar pek insandan sayılmıyorlardı. Zengin ve güçlüler kendilerine Zö adını verdiler ve tek insan kendileri olduğun- dan ve dünya doğal olarak kendileri için var olduğundan etraflarına baktılar. O sıra Yo adını verdikleri yoksul
Okumakta Fayda VarKitabı okudu
"Eğer bu büyü ise, dedi Theoden, "bana senin fısıltılarından daha tekin geliyor. Senin hekimliğin çok geçmeden beni dört ayak üzerinde süründürecekti az kalsın. Hayır, tek bir kişi kalmayacak, hatta Grfma bile kalmayacak. Grima da at sürecek. Git! Kılıcının üzerindeki pası temizlemeye ancak vaktin var." "Merhamet beyim! diye
Reklam
"Yaşlı adam yavaş yavaş, kemikten beyaz bir sapı olan kısa siyah bir asaya tüm ağırlığıyla dayanarak ayağa kalktı; böylece iki büklüm olduğu halde hala uzun boylu olduğunu gördüler ve gençliğinde gerçekten de yapılı ve mağrur biri olduğunu." "Seni selamlıyorum, dedi; "belki de seni hoş karşılamamızı umuyorsundur. Ama doğrusunu
-İnsan neslinin devamı için endişe ediyorsunuz, dedi. Buna gerek var mı dersiniz? -Gerek var mı da ne demek? Gerek olmasa, biz de olmazdık. -Olmuşuz da ne olmuş? -Nasıl yani yaşamak lâzım. -Peki ama neden? Bir gayemiz yokken, sadece verilmiş ömrü tüketmek için yaşamaya değmez. Böyle olduktan sonra bütün o Schopenhaurlar'a, Hartmanlar'a, Budistler'e hak vermek lâzım: Gaye kalmayınca hayatın da bitmesi lâzım.
Din! Sonsuz yaşamı kabul ediyorum, belki her zaman da kabul ettim. Varsın yüce gücün iradesiyle bilinç tutuşmuş olsun, varsın dünyaya bakıp ‘Ben varım!’ desin bilinç, varsın yazgısı bu güçle yok olmak olsun (çünkü bir nedenle, hatta nedeni açıklanmadan öyle olması gerekiyor), hepsini kabul ediyorum, ama yine de her zamanki soru geliyor aklıma: Tüm bunlarda benim tevazuuma ne gerek var? Beni yediği için kendisine övgüler düzmemi beklemeden yiyemiyor mu beni? İki hafta beklemek istemediğim için orada birileri gücenir mi acaba? Buna inanmıyorum; evrenin ahengi, birtakım artı eksi hesapları, bazı kontrastlar gibi nedenlerle benim, bir atomun değersiz yaşamına ihtiyaç duyulduğuna inanmak çok daha makul geliyor. Tıpkı diğerlerinin yaşamını sürdürmesi için her gün pek çok varlığın yaşamının kurban edilmesi gibi (elbette bunun kendi başına pek de önemli bir düşünce olmadığını belirtmek gerek). Olsun varsın! Kabul ediyorum, başka türlü, yani sürekli olarak birbirini yemeden dünyanın düzeninin kurulması olanaksızdır belki; hatta bu düzenden bir şey anlamadığımı bile kabul edebilirim. Ama bana ‘ben varım’ deme bilinci verildiğini kesinlikle biliyorsam, dünya düzeninin hatalı kurulmasından, başka türlü varlığını sürdüremeyeceğinden bana ne? Öyleyken, kim ne için yargılayabilir beni? Siz ne derseniz deyin, bütün bunlar olanaksızdır, haksızlıktır.
Eski Yunan ve Roma M.Ö.5.yy'de Leucippus ve Democritus'la başlayan atomcu filo­ zoflar materyalizmin ilk türünü ileri sürdüler. Bu teoreme göre gerçeklik hareket halindeki, bölünemez parçacıklardan -başka bir deyişle boşlukta hareket eden atomlardan- oluşuyordu. Maddi par- 425 RUPERT SHELDRAKE çacıkların nesnelerin yüzeyinden her yönde
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.