Yaşar Kemal der Yaşar Kemal İnce Memed’de. Ancak okuduğum romanda görüyoruz ki insan öldürmek oldukça basit bir eylem haline gelmiş; dahası, bu eylem birçok gerekçeyle insan yüreğinde hafifletilmeye çalışılıyor.
Kitap daha ilk sayfalardan okuyucuyu içine çekiyor. Akıcılığı o kadar güçlü ki, karşılaştığım nadir klasikler arasında yerini aldı. Karakterlerin bir ya da iki sayfa sonra okuyucuda hangi duyguları uyandıracağı öngörülemez bir şekilde ilerliyor.
Bir insanın “hayvanlaşması” için ne gerekir diye düşündüğümde; kıskançlık, haz, ihtiras, üstün olma arzusu ve mevki hırsı gibi duyguların bunun için yeterli hatta fazlasıyla etkili sebepler olduğunu görüyorum.
Roubaud çiftinin evinde, Severine’nin geçmişte üvey babasından aldığı yüzüğe dair bir soruyla hikâye başlıyor. Aşka alet edilen Severine, şimdi de ölüme alet olacaktır. Diğer bir karakter olan Jacques, bir makinisttir. Roubaud ve Severine’nin sırrına tanıklık eder ancak bu gerçeği saklamayı tercih eder. Bu romanda tercihler çok sorgulanmalı bir sorgu yargıcının neyi ne gerekçeyle sakladığı çok tanıdık gelse de her zaman sorgulanmalı.
Şöyle bir güzel karıştırıp altını üstüne getirsek hayatın.
Bir elek tutsak sonra altına, kocaman bir elek!
Elesek, elesek, elesek ve iyiliğin süzgecinden geçemese kötülükler! Allah'ım ne hoş olur bize sadece güzellikler kalsa.
Evet, bugünde espresso gibi bir nimete şükrediyoruz. Ne güzel bir nimet: :) Neyse, kahvenin güzelliğini nazarlara verip bahsimize devam ediyoruz.
📍Kader Risalesi, Üçüncü Mebhas
Tertemiz, gercekten bir sevgi, bir an bile kendini unutmamıs bir saygı, emirlerinize tam bir boyun eğme: iste bende uyandırdıgınız duygular. Bunları Tanrı’ma bile sunmaktan çekinmezdim. Siz ki onun en güzel eserisiniz, ne olur onun rahmetinden örnek alsanız?
"Başkalarının yaşam şekli beni ilgilendirmez."
İnsanlar birbirinin hayatına karışmayı ne kadar da seviyor. Kimin nasıl giyindiği, kaçta dışarı çıktığı, kimi sevdiği ya da neye inandığı