"Yazı yazmak için ne gerekir ki? On on beş dakikada bir kağıdı birtakım sözcüklerle doldurursun ve sonra kağıtlar birbirini izler. Zaten hepimizin bir hayali, bir umudu, anlatacak güzel bir anısı vardır. Ne var ki bu hayaller, umutlar, güzel anılar eski mektuplarda ve güncelerde dile getirilirdi. Şimdi, iki üç satır karalandı mı, bunlar bir kitap sayılıyor ve basılsın, yayınlansın isteniyor. Her şey, hemen kazanç sağlamalı, hem de ekonomik ve narsistik anlamda bir kazanç sağlamalı. Pek çok kişi bir yayıncıya tanıştırılmayı, özellikle başarılı olmuş yaratıcı yazarlık okullarının adreslerini ya da onların yazılarına bayılabilecek bir editör adı istiyor. Bence tüm bunlar, yazma eyleminin doğasını bozuyor ve bir şekilde kurallara ve ahlaka aykırı bir süreç başlatıyor, çünkü bu anlayışa göre ya kitabını yayınlatmayı başarırsın ve kendini gösterirsin ya da kendini başarısız ve anlaşılamamış kişi olarak kabul etmeyi öğrenirsin. Böyle anlaşılmış bir yazı toplumun gözüne gönülebilmek için sıçranan bir tramplene benziyor ve bu bağlamda da kendi kendine yararsız bir anlam kazanıyor. Oysa ben yazının görünmeye değil görmeye yaradığına inanıyorum."
Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
Reklam
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
752 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Merhaba arkadaşlar, hepimize mutlu akşamlar dilerim. Balzac serisini de bitirmek üzereyiz artık. Bu seri halinde farklı baskıları olan eserlerin birleşimi olan bir eser. Aynı zamanda okuduğum en etkisiz, iddiasız, tesirsiz, yorucu kitaplarından da biri yazarın. Bu puanı veriyorum ama bu etkilenmeme, bu kitabı yetersiz görme sebebim şimdiki ruh
Sönmüş Hayaller
Sönmüş HayallerHonore de Balzac · Notos Kitap Yayınları · 2019109 okunma
Reklam
kitapta çok beğendiğim bazı kısımlar
-yahudinin şapkası ve inkilaplar- “selâhattin gözleri parlayarak koşa koşa merdivenlerden inmişti ve daha o inişi duyar duymaz ben anlamıştım yahudi'nin onu kandıracağını: çok da sürmedi. elinde o tuhaf çanta, başında şapka, yahudi, bahçe kapısına yürürken: siz boşuna inmeyin istanbul'a, diyordu. siz bana gene bir mektup yazınız, ben
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
ne güzel olurdu Samanyolu'na gitsem, oralarda doya doya gezsem..
Muhteşem bir kitap.. Kitabın konusunu söylemek istemiyorum pek çünkü zaten kısa bir hikaye ve sonu hakkında bir şey söyleyip kitaba başlarken farklı duygular ile başlayın istemem. Kısaca Giovanni ve Campanella'nın birlikte tren yolculuğu ve o yolculuk boyunca yaşanan ufak tefek olaylar. Küçükken hep bir trene binip bir yolculuk yapmak,
Galaktik Trenyolu'nda Gece Vakti
Galaktik Trenyolu'nda Gece VaktiKenji Miyazawa · İthaki Yayınları · 2023727 okunma
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
231 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.