Dertsiz hareket edemez insanoğlu. Çünkü aklın çalışırken gelişme dürtüsüdür dert. Hayatta yol alabilenler dertlerini doğru seçenlerdir. Bazılarımıza dertlerimiz doğuştan verilir. Bunlar hastalıklar veya özgür olamamak gibi dertlerdir. Bu da hayatı adaletsizmiş gibi gösterir insana. Halbuki asıl olan bu cihan değildir.
Dert hayatın özüdür. Özün içini ne kadar doldurursanız o kadar anlamlı hâle gelir hayat. Peki ne yapmalıyız diye soranlara elbette bir iki kelâmım var:
Güzel dertler edinin.
Büyük dertleri olan kardeşlerimizin dertlerini paylaşın ve duyurun.
Dertlilerin dertlerini görmezden gelip küçümsemeyin.
Derdi dert olanlarla muhabbet edin.
Hayatını boş dertlerle heba edenlere derdinizden bahsedin.
Sizi ve derdinizi küçük görenler olacaktır. Onlar acziyetlerinin farkında olmayanlardır. Duymazdan gelin.
Hayatınızı derdiniz ile şekillendirin.
Derdiniz hayatınızın her döneminde başka bir şekil alacaktır. Ona olabildiğince güzel şekil verin.
Sabredin.
Dua edin.
Ve direnin.
Dert zorlaştıkça kıymetlenir.
Zorluklarla beraber kolaylıkların müjdelendiğini unutmayın.
Sevginin Gücü İyileştirir
Bundan 10 yıl önce kadar bir tanıdığım bana dediki bir yer var böyle ücretsiz tanıtım merkezi yaşlı insanlar , fiziken engeli olanların geldiği ve şifa bulduğu temelde şifalı taşlar ,masaj koltukları , alkali su vs. daha bir çok şeyin olduğu bir yer var dedi sen seversin böyle şeyleri . Olur dedim bir kaç gün sonra görüşmeye gittim görüşme
Birilerin olsun...
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burda mi” diye kokuyu