Samsun'dan günaydın...
Dünkü yollarda bellerde başıma gelenleri dün anlatmıştım zaten, Samsun'a bu ikinci gelişim.
Valla hiç izlenimlerimi mizlenimlerimi anlatamam, zaten akşam düştüm buraya, hiç biryeri görmedim ki 😁
Yorgunluktan hiç otel motel peşine düşemedim, çok şirin bir pansiyon buldum.
Ilık bir duş aldım, üstümü başımı
Zayıflığım dan, gölge gibi oraya - buraya düşüyorum eğer bir duvar bulamazsam, düşerim.
*
Sultan Ahmed Mirza’nın Ayşe Sultan Begim adlı kızını, babam ve amcam daha hayatta iken, benimle nışanlamışlardı. Şâbap ayında, Hocend’e geldiği zaman, evlendim. İlk zamanlarda ona karşı sevgim fena değildi. Fakat bu ilk evlenmem idi. Hayave hicabımdan, her
Bilinen bir gerçek var ki muhabbet marifet ile alakalı bir durumdur, yani sevmek tanımakla olur. Öyleyse insan ne kadar tanırsa o kadar sever ne kadar severse o kadar da onların yolunda olur.
Sayfa 351
Bu yolda ilk kapı tövbedir. Günahlarını fark edip acziyetini kabul eden kul, affini istiyor. Allah bunun karşılığında kulunu çeşitli şeylerle imtihan ederek tövbesinde samimiyetini sınıyor böylece kişi sabır denen merhaleye ulaşıyor. Sabır öy-
le bir menzil ki, tövbede sebat etmekle kalmıyor ayrıca hayır yollarını arıyor, ibadetle, amelle nefsinin
Her ben dediğimde “Affola,” diyesim geliyor oysa..
Ben de bu dünyaya düşmüş biriyim. Kimi zaman şeytan dokunmuş düşünü hayra yoramayan Havva, kimi zaman af dileyerek kırk yıl gözyaşı döken dem gibiyim.
“Ben neyim?” diye gelmedimse de dünyaya, belli,
“Ben neyim?” diye diye gideceğim. Parmaklarımın ucunda yükselerek bir pencere aralığından, batan güneşi gördüğüm günden beri, gökyüzünün rengini,
