Tahir Hocaefendi'nin vaazlarının ne kadar güzel ve dolgun olduğu, kendisini Burdur'da dinlemiş olan büyük edip ve şair Necip Fazıl Kısakürek Bey'in beğenmesinden de anlaşılabilir. Necip Fazıl kendisini dinledikten sonra tebrik etmiş ve şunları söylemiş:
"Tahir Büyükkörükçüyü, bir çölde, bir çorak vadide yetişmiş güle benzettim. Tevhid-i Tedrisat kanunundan sonra, Arapça okumak, din ilimlerini tahsil etmek şöyle dursun, Kur'an-ı Kerim'in bile yasak edildiği bir devirde, böyle bir vaiz, böyle anlayışlı bir insan, söylediklerini, benim gibi müşkilpesent bir kimseye dahi dinletebiliyorsa, bu kabiliyeti bir deha eseri ve bunu İslâm'ın bir mucizesi olarak sayarım... İslâm, meyvelerini vermeye ve mucize şafağı ufuklardan sökmeye başladı..."
Üstad Bediüzzaman ne güzel söylemiş. 'İman hem nurdur hem kuvvettir. Hakiki imanı elde eden adam kâinata meydan okuyabilir!' Evet, nurdur iman, karanlıkları aydınlatır. Evet, kuvvettir iman. Derecesine göre her düşmana karşı gelir kalpte sahlanırsa.