DAYAN KALBİM
Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.
Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
Tahir Hocaefendi'nin vaazlarının ne kadar güzel ve dolgun olduğu, kendisini Burdur'da dinlemiş olan büyük edip ve şair Necip Fazıl Kısakürek Bey'in beğenmesinden de anlaşılabilir. Necip Fazıl kendisini dinledikten sonra tebrik etmiş ve şunları söylemiş:
"Tahir Büyükkörükçüyü, bir çölde, bir çorak vadide yetişmiş güle benzettim. Tevhid-i Tedrisat kanunundan sonra, Arapça okumak, din ilimlerini tahsil etmek şöyle dursun, Kur'an-ı Kerim'in bile yasak edildiği bir devirde, böyle bir vaiz, böyle anlayışlı bir insan, söylediklerini, benim gibi müşkilpesent bir kimseye dahi dinletebiliyorsa, bu kabiliyeti bir deha eseri ve bunu İslâm'ın bir mucizesi olarak sayarım... İslâm, meyvelerini vermeye ve mucize şafağı ufuklardan sökmeye başladı..."