218 syf.
9/10 puan verdi
#Varoluşsal Sancılar Anlatıcı; çekingen, yalnız ve hayalperest bir karakterdir. Yalnızlık onun hayatinin merkezindedir. Daha önce hiç aşık olmamış ve bir kadınla yakınlaşmamıştır. Petersburg sokaklarında insanlardan izole bir şekilde yaşamaktadır. Bu yalnızlıkta, kendine duvarlar örerek iç dünyasındaki çatışmalarla başa çıkmaya çalışmaktadır.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202075.6k okunma
Aşk vs Sevgi
Sevgi ve aşk konularına dair yapılan tartışmalar, genellikle bu iki duygunun karmaşıklığını ve birbirine olan yakınlığını vurgular. Yalom'un "sevmek, aşkın içinde ayakta kalmak" şeklindeki ifadesi, sevginin aşka göre daha sabit ve dayanıklı bir duruşu temsil ettiğini öne sürer. Zygmunt Bauman'ın "Akışkan Aşk" adlı
Reklam
Karalama1
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
650 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Sana dayatılan bilgiler ne kadar doğru? Bir piyon olarak ne kadar değerlisin? İçinde yaşadığın dünyayı isyan etmek olarak kabul edilse bile sorgulamak. Kendini kabuğuna çekmiş iki kişinin birbirine acı çektirişi. Ve güçlü koruma duygusunun her şeyi yıkıp geçişi. Yetiştirilme tarzı ve büyüdüğün ortamın insanın görüşlerini ne kadar etkilediğini
The Sword of Kaigen
The Sword of KaigenM.L. Wang · Independently Published · 20193 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Bir Kitab'ın Hayata Tesiri
Yirmi bir kitabın ilk kelimesi... Lise yıllarında okuduğu bir kitabın tesiri altında kalan, insanlardan uzaklaşmak isteyen ve Afrika'ya seyahate çıkıp kendini bulan zeki bir Tıp öğrencisinin ilk okul sıralarından Üniversiteye uzanan hayatını anlatıyor. Okuduğu kitap 130 sene önce Osmanlı subayı tarafından padişaha rapor sunmak üzere Afrika topraklarına gelmiş ve gördüklerini günlüğüne yazan Sadık El-Müeyyed'in kitabıdır. Kitaptan okuduğu ilk cümleler: "Büyük Sahra'nın şu parçası, eğer arada renkçe bir farklılık bulunmasa, sonu görünmeyen bir okyanustan kesinlikle farklı değildir. İnsan kendini açık denizlerde seyahat ediyor sanır. Çünkü ne kadar gidilse ufuk yine o ufuktur. Boş, derin, bakışları yakıp eriten bir ufuk! Ne bir bina, ne bir ağaç... Şu koca çölde bazen bir kuşçağıza bile rast gelemezsiniz. Yalnız, şu fark var ki açık denizlerde gidenler, etrafta kara olmayınca karaya benzer hayaller görmezler. Fakat çölde seyre dalan gözler; sahte göller, aldatıcı denizler, bütün varlığı bir yansı- madan başka bir şey olmayan seraplar ile daima avunur." Okuduğu kitabın tesiriyle; - Hiç görmediği dilini dahi bilmediği Afrika'yı ve oradaki çölleri keşfetme imkanı buluyor - Seyahat ve Hatıra kitaplarıyla haşır neşir oluyor. - Sadık El-Müeyyed' in "Fenni Fotoğraf" isimli kitabıni okumanın tesiriylede iyi çizim yapamadığını da kabul ve itiraf ederek insanlar hariç her şeyin fotoğrafını çekmeye başlıyor. - En önemlisi de yapageldiği yazma işini ciddi bir şekilde düşünüp yaşadıklarını kitaplaştırma fikri. Gayet keyfiyetliydi.
Hikaye-i Deha
Hikaye-i Dehaİdris Eren · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 0149 okunma
Acı nedir?
Acı farktır. Hayatı eklemeler. Organlar ancak kendilerine acı lehçeleriyle tanıttılar kendilerini. Acı sınırları belirler, farkları vurgular. Acı olmaksızın gerek beden gerekse dünya bir farklılık düşer. "Açılar ne sağlar?" sorusuna von Weizsäcker şöyle cevap verir: "Öncelikle ancak acı bana neyin benim olduğunu ve nelere sahip olduğumu öğretir. Ayak parmaklarım, ayağım, bacağım ve üzerinde durduğum topraktan kafamdaki saça kadar her şeyin bana ait olduğunu acı sayesinde öğrenirim. Ve yine acı sayesinde bir kemiğin, akciğerin, kalbin ve iliğin oldukları yerde olduklarını ve bunların her birinin kendi içinde acı diline sahip olduğunu ve kendi 'organ lehçesini' konuştuğunu öğrenirim. Bütün bunlara sahip olduğumu tabii ki başka yoldan fark etmiş de olabilirim ama bunların ne kadar değerli olduğunu sadece acı öğretir bana; tek tek her birinin benim gözümdeki bedelini ve değerini sadece acı sayesinde öğrenirim ve bu acı kanunu aynı şekilde dünya ve onun üzerindeki şeylerin bedeli için de geçerlidir." Acı olmaksızın ayırt edip değer biçmek mümkün değildir. Acısız dünya aynının cehennemidir. Umursamazlık hakimdir burada. Eşsiz olanın ortadan kaybolmasına neden olur.
Reklam
1,000 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.