Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
·
Puan vermedi
Charlie zeka geriliği ile doğmuş bir bireyde. Annesi onun normal cocuklar gibi olmasi için doktorlara götürür. Baskı yapar. Kız kardeşi doğduğunda ise bakim evine gönderir. Buraya gönderilmesini istemeyen Hernan amca ise ona sahip çıkar ve bir fırına yerleştirir. Okuma yazma öğrenmek için gittiği kursta Alice ile tanışır. Alice Charlie yi bir
Algernon'a Çiçekler
Algernon'a ÇiçeklerDaniel Keyes · Koridor Yayıncılık · 201514,7bin okunma
Bir Parça Delirmek
Haklı ya da haksız olmadan yazmak istiyorum, doğru ya da yanlış da sizin olsun. Söylediğim her şeye bir kulp takılabildiği için çekiniyorum konuşmaktan. Belki yazmak,fakat altına imzamı atamam zaman durmadığı müddetçe. Yürüsem suç,ayağa kalksam suç,konuşsam suç, sussam belki suç. Ne de kaybolmak bir çare. Yalnızca kendimi duyumsamak,hissetmek istiyorum. Bakın işte,tüm bu kalabalık ve hengame içinde kaybolmadım ve ben de insanım, benim de kalbim var;bir bu anlaşılsın istiyorum. Kimseye kırılmayacak kadar korkuyorum,korkağım. Bir hakkım olduğunu serdedemem, korkarım üzerime çullanırlar diye. Korkarım,meramımı açarsam susturmaya çalışırlar diye. Bir çığlık atmak istiyorum o zaman yalnızca, ben ve siz beni duyun,hissedelim varlığımı,fakat ne dediğimi anlamayın ki suçlamayın beni yine. Şikayetçi değilim,başıma gelen her şeyin müsebbibi benim, biliyorum. Ölmeden önce yalnızca, gerçekten bir insanla konuşabilmek ve onda kendimi hissetmek isterdim. Tüm bunlar çok mu karışık? Belki de öyledir,fakat böylesi daha iyi. İnsanlar bilmedikleri değil, anladıklarını sandıklarının düşmanı çünkü. Ben anlaşılır sayılıp düşman kazanmak istemiyorum. Cesaretim yok.
Reklam
Eğer bu adam derse ki: “Ben falcılık yoluyla olsun, tıp açısından olsun, bazı şeyleri inceledim. Denemelerim sonucu, bunların kimisinin doğru olduğunu gördüm ve içimden de bunun doğru olabileceği kanaatine vardım. Böylece bunların kabul edilemez olmadığını, kaçınılması ve uzak durulması gereken şeyler olmadığını gördüm. Oysa Nübüvvet yoluyla
Görüngü olmayan pek çok şey vardır." "Ne diyeceksen, açık konuş," dedi kurbağa köşeye sıkışmıştı. "İnsanlığın sahip olduğu büyük kavramlar, duyu organlanıyla elde edilemeyen şeylerdir. Adalet, sevgi, özgürlük ve mutluluk gibi kavramlardan bahsediyorum." "Bu kavranların doğru olduğundan emin misiniz?" diye sordu kurbağa, anlaşılamayacak kadar hızlı konuşuyordu. "Bunu söylemedim," diye yanıtladı Platonicus-Kanticus. "Emin değilim, ama umut olmadan yaşayamam. Bu kavramlar düşünülmüş şeylerdir. Biz insanlar bu tür kavramları araştırırız. Bunun için aklımız vardır. Duyular bize izlenimler sunarlar, akıl da elde edilen malzemeyi düzenler. Akıl düşünceyle birlikte hareket eder. Biz neden düşüncesi olan bir şeyi bilemeyelim ki?" "Bunlar kesin şeyler değil," dedi kurbağa patlak gözlerini Platonicus-Kanticus'ya çevirerek. "Tabi kesin değil," dedi Platonicus-Kanticus, "ama bu bir umutsuzluk nedeni değildir."
Sayfa 82 - GüncelKitabı okudu
Hiç de estetik olmayan görsellerle karşınızdayım. Taşınıyoruz. İlk kitaplardan başladım. Zaman içinde bir hayli kitap toplamışız evimize. Elime aldığım her kitap bir milisaniyeliğine de olsa beni başka bir ana götürüyor. Annemin genç kızlığında İsmet Özel’e, Rasim Özdenören’e imzalattığı neredeyse o her yeri çizili kitaplar. Annemin ben 10
224 syf.
·
Puan vermedi
Bir evin veya binanın temelini oluşturan kolonları sağlam ise duvarlar da sağlam durur. Tabi kolonları ve duvarları oluşturan malzemelerin de ölçülü ve yeterli derecede olması gerekir. Malzemelerden biri eksik olursa zamanla dökülür ve yıkıma doğru gidilir. Evliliği oluşturan bireyler de öyledir. imza attıkları ömürlük sayfalarına gözünün nuru gibi baksalar, hiçbir şekilde ak sayfalarına leke getirmez, gelse de el birliği ile güven çatısı altında iz bırakmayacak şekilde sevgi suyuyla temizlerlerse hep mutlu ve bereketli vakitleri olur. Her ne kadar kadın evi derliyor, toparlıyor ve tamamlıyorsa da tek taraflı bir ilişki olmaz, çatısı da olmaz. Erkek de evin çatısıdır. Evi tamamlayan çatı değil midir? İlişkide güven en önemli ana kolonlardan biridir. Diğerleri sevgi, saygı ve sadık olmaktır. Bunlar olmazsa olmazlardandır.  Birlik ve beraberliğin olduğu yerde kaya da olsa kaldırılır. Aileyi oluşturan bir diğer süs ise çocuktur. Çocugun verimli bir meyve olması için de sevgi aşısını doğru yapmak, uygulamak gerekir.  O zaman evinin için kandiller gibi güzelleşir.. Dünya kadın ve erkeklerle güzeldir, çocuklarla daha da güzelleşir. İlişkilerde Dans kitabında bu güzelliğin nasıl olduğunu öğrenmeye ne dersiniz?
İlişkilerde Dans
İlişkilerde DansSevda Türküsev · Parana Yayınları · 20233 okunma
Reklam
Yıllar geçiyor, hayatın renklerini, yitip gidene özlemi, kavuşmanın hazzını, sevdayı ıskalayıp ömrümüzü tüketiyoruz. Anlamsız bir inatla, ölçüp biçmeden, amaçsızca ipi sallandırıp nice kör kuyuların karanlığına atlıyoruz. Her atlayışımızda, ipin sonunu fark edemeden elimizden kayıvermesiyle kuyunun derinliklerine doğru, aklımızda cevapsız
"Başı örtülü kızların dersanelere ve hatta okullara sokulmaması laik devletimizin emridir." / "Hocam, affedersiniz bir soru sorabilir miyim: Devletin emri Allah'ın emrinden büyük müdür, hocam?"/"Güzel bir soru. Ama bunlar laik bir devlette ayrı şeylerdir." / "Çok doğru söylediniz hocam, elinizi öpeyim. Korkmayın hocam verin, verin, bakın doya doya öpeceğim elinizi. Oh. Allah razı olsun. Size ne kadar saygı duyduğumu anladınız. Şimdi hocam lütfen bir soru sorabilir miyim?" / "Buyrun, rica ederim." / "Hocam, peki laiklik dinsizlik mi demektir?" / "Hayır." / "O halde dinlerinin gereğini yerine getiren mümin kızlarımız niye laiklik bahanesiyle derslere alınmıyor?" / "Vallahi oğlum, bu konuları tartışmakla bir yere varılmıyor. Bütün gün İstanbul televizyonlarında bu konular konuşuluyor da ne oluyor? Ne kızlar başörtülerini çıkarıyor, ne de devlet onları o haliyle derslere alıyor." / "Peki hocam, bir soru sorabilir miyim? Al buyurun ama, başlarını örten kızların, bizim binbir emekle yetişmiş o çalışkan, o terbiyeli, o itaatkâr kızlarımızın eğitim haklarının ellerinden alınması Anayasamıza, eğitim ve din özgürlüğüne hiç uyuyor mu? Sizin vicdanınıza sığıyor mu söyleyin lütfen hocam?" / "O kızlar o kadar itaatkârsa başlarını da açarlar..."
Sayfa 44 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslında Avukatlar birer psikolog mudur!?
Yazarın Nietzsche Ağladığında kitabını okuduğumda, zerre okuyamadığım felsefeyi yalın diliyle anlatabildiği için çok sevmiştim Yalom'un kalemini. Çok benzer bir şekilde, bu kitapta da Psikoloji alanı aynı basitlikte ele alınmış. Psikologların el kitabı olabilecek, alanın tarihini, inceliklerini ele alan bir kitabı, benim gibi alanla ilgisi
Divan
DivanIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 20215,2bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Türk'ün Yol Haritası
Ecdadımızın uğraşlarından bize kalan Nutuk'lar... Niçin okullarda okutulmuyor, caddelerde insanlara verilmiyor bilemiyorum. Parasından değil, zaten her yerde bulunabilecek bir şaheser. Niçin öğretilmiyor insanlara, asıl çekilmesi gereken nutuk? Yaşça büyüklerim bilirler, onların zamanında Gençliğe Hitabe ezberlenirmiş. Yanlış hatırlamıyorsam
Gençler İçin Nutuk
Gençler İçin NutukMustafa Kemal Atatürk · Aperatif Kitap Yayınları · 027,4bin okunma
Reklam
68 syf.
7/10 puan verdi
"TAKINTI" kitabın bu kadar çok konuşulmasının nedeni belki de bu kelime. Kitabın ince veya çabuk bitirilebilir olması asla basite indirgenecek bir eser olduğunu bizlere düşündürmemeli. Kitapta geçen mektubun ilk cümlesi bile anında okuyucuyu etkilemekte ve meraka sürüklemekte. "Çocuğum dün gece öldü" mektuptaki bu ilk cümleyi okurken akılda bir çok soru oluşmakta. Mektubu yazan kişi neden bu şekilde bir giriş yaptı? Okurken bu cümlenin merakının peşinde devam ederken ilerki sayfalarda bu cümle ile birlikte daha bir çok şeyi merak etmeye başlıyor insan. Kitabın sonlarına doğru da zaten bir çoğunu anlamış oluyoruz, hele ki mektubun girişinde yazan cümleyi. Kitapta gecen kadının her ne kadar "aşk" veya sevgisi üzerinde durulsa da bence kitap bitince insanın aklına bundan çok "takıntı" sözcüğü yer edinmekte. Öyle ki bütün bir yaşamı sırf aşk için harcamaktan da bahsedilebilir. Bir insanın kendini bu kavram uğruna ne kadar zor durumlara veya en olmayacak sıfatlara koyduğunu da anlatabilmekte. Bazı yerlerinde hiç beklenilmeyen şeylerin çıktığı veya üzücü olayların yaşandığı kısa ama güzel bir eser.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,7bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Osmanlı İmparatorluğu’nun son safhasındaki mühim mütefekkirlerimizden birisi olan Şehbenderzâde Filibeli Ahmed Hilmi, aynı zamanda, gerek babasının konsolos olmasından (“şehben-der” konsolos demektir) gerekse de sık sık sürgün hayatı yaşamasından ötürü, farklı ve yenilip yutulması zor fikirlere açık bir zâttır. Kendisini daha ziyade A’mâk-ı Hayâl
Garip İlimler ve Ruh Çağırma
Garip İlimler ve Ruh ÇağırmaFilibeli Ahmed Hilmi · Büyüyenay Yayınları · 20231 okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Sevdiklerimiz için savaşmaya...Kendimiz de dahil...
"Aşkı bekleyenler, sabırlı olun. Aşk bir ilgi budalası. Yalnızca hayatınıza ihtişamlı bir giriş yapacağı günü bekliyor." Bu bazen bir şantajla da olabilir... Herkese selam. Meşhurluğunu her bi yerden duyduğum yazardan okuduğum ilk kitap. Dilinin bulunmaz Hint kumaşı olduğunu düşünmesem de beğendiğimi söyleyebilirim. Çiftler arasındaki
Öfke Kralı
Öfke KralıAna Huang · Martı Yayınları · 0364 okunma
"Seni istiyorum," diye mırıldandı Clay. Hamle sı- rasının Clay'a dönmesinin ne kadar zor olduğunu bil- diği için sırıttı Julia. Ama yine de pes etmeye hazır değildi. Clay'in, onu çaresizce, korkunç bir şekilde arzulamasına ihtiyacı vardı. "Sanırım, gerçekten güzellikle sorman gerekebi- lir," dedi onun hayalarırı
Sayfa 141
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.