Günümüz Politika!..
~~~ ...politika, insanı insana karşı samimi olmamaya zorlamakta, giderek insanı kendisine karşı da samimi olmaktan çıkarmaktadır. İnsanın kendi kendini ruhça son derece olumsuz bir metamorfoz sürecine tâbi tutmasına yol açarak bir nevi insanı insan olmaktan çıkarmaktadır. Bizim anladığımız politika bu değildir. Politika, bir inancın, bir düşünce ve ülkünün gerçekleşimi için bir araya getirilen vasıtalar bütünü olması gerekirken, çağımızda, kendi başına bir varoluş halini almış, fikirleri, ülkeleri alet etmeye başlamıştır. Gönlüne politikanın kök saldığı insana tesir etmek artık son derece güçleşmiştir. Ne derseniz inanmayacaktır. Kendisine empoze edilmiş politik perspektiften bakacaktır her şeye. Yani politikanın, ruhuna yerleştirdiği açıdan. İnsanların ölmesi, yok olması bile politikanın gözünde önemli olmayabilmektedir. Böylesine bir kalpsizlik sanatı halini almıştır politika. Duyarlık, merhamet, fedakârlık gibi kavramlar, politikanın gözünde aptallık anlamına gelmektedir çağımızda. Kullandığı dil ne kadar ince ve bilimsel görünüşte olursa olsun çağımızda politika en ilkel bir ruhun ve düşünüşün maskesinden başka bir şey değildir. Batılının ruhuna sinen bu vebayı sökmek adeta mümkün değildir. ~~~
Anlayışlı görünüşlerin altında ne ince mesajlar var değil mi? Bir öğretmenin disleksi tanısı alınan çocuğu sınıfında istememesi kabul edilebilir bir durum olamaz. Mesleğin dışında, insan olarak bakıldığında vicdanına da sığmaz. Düşünebiliyor musunuz? Bir çocuğun istenmediğini hissetmesi ne kadar acı verici. Ne söylenmeli bu düşünce yapısındaki kişiye? Öğretmenlerin mesleğe uygunluğu kesinlikle denetlenmeli. Kızanlar olacaktır bu söylemlere ancak bir insan yetiştirmekte büyük etkiye sahip olanlar ya gelişmeli ya da uygun olmadığını anladıklarında vazgeçmeyi bilmeli.
Sayfa 34 - TruvaKitabı okudu
Reklam
Benim birileri okusun diye yazma alışkanlığım hiç olmadı içimde bir yerde Nedenini bilemediğim ve birçok insanda benzerini gördüğüm bir itkiyle bir şeyler yazdım yazıyorum okudukça da görüyorum ki yazmak bir anlamda buluşmakmış aynı sıkıntıları aynı endişeleri aynı umutları paylaşanların buluşması zamanları farklı olsa dahi Tecrübelerime
Eski Yunan ve Roma M.Ö.5.yy'de Leucippus ve Democritus'la başlayan atomcu filo­ zoflar materyalizmin ilk türünü ileri sürdüler. Bu teoreme göre gerçeklik hareket halindeki, bölünemez parçacıklardan -başka bir deyişle boşlukta hareket eden atomlardan- oluşuyordu. Maddi par- 425 RUPERT SHELDRAKE çacıkların nesnelerin yüzeyinden her yönde
1950'lerdeki kalem kavgaları: 1950'lerde Atsız'ın üç polemik yazısı vardır. "Faruk Nafize Bir İhtar” başlığını taşıyan yazı, 9 Şubat 1951 tarihli Orkun'un 19. sayısında; "Yalan” başlıklı yazı, 25 Mayıs 1951 tarihli Orkun'un 34. sayısında çıkmıştır. 1956'da da Ocak gazetesinde Nurettin Topçu'ya karşı bir
Aklın Mertebeleri
"Aklın Mertebeleri Ehl-i tevhid olanların hepsinde bir tevhid düşüncesi oluştuğu halde bunlar arasında da diğerlerine göre temayüz edenler vardır. "Ben bazı peygamberleri bazısından üstün kıldım" (2-253) ayetinin bir delaleti de budur. Herkes kendi üstünde olandan istifade edip onun vasıtasıyla uyanacaktır. Her insan nasibi kadar
Reklam
209 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.