Ahmet Haşim'in kişiliği bana ne kadar çekici geldiyse, Yahya Kemal'inki de o kadar itici geldi. Yahya Kemal usta bir şair, ama küçük bir insandı. Onu tanımadan yalnız şiirlerini okuyanlara gıpta ediyorum. Ne yazık ki, ben yakından tanıdım onu. Nâzım Hikmet'in bir şiirinde dediği gibi, göğsünde yürek yerine bir "idare lambası" yanardı. O idare lambasının cılız ışığı bile sönerdi zaman zaman. Üvey babamın yalancısıyım ama, Falih Rıfkı, "Mustafa Kemal'in ayaklarına kapanıp yalvaran bir tek kişi gördüm hayatımda. O da Yahya Kemal'di. Resmen ayaklarını öpüyordu" demişti. Yahya Kemal tam anlamıyla bir asalaktı. ...
Sayfa 212 - Yapı Kredi Yayınları
Sonra o doğum günü faciası yaşandı. Ben beş yaşına geldim diye oturmuş karalar bağlarken, bunu bir kutlama havasına soktukları için annemle babama fena bozulmuştum. Onları anlıyordum tabii. Kendilerince beni mutlu etmeye çalışıyorlardı ama biraz daha iyi düşünmeleri gerekmez miydi? Böyle küçük burjuva adetlerinden nasıl tiksindiğimi belki bin kere söylemişimdir onlara. Netice itibarıyla yüzünü görmek istemeyeceğim ne kadar akraba, komşu ve tanıdık varsa bizim eve doluştu. Hepsi de hediye niyetine bir sürü boktan şey getirmişti. Sadece hayatını bir askerlik şubesinin evrak kayıt odasında tüketen, annemin çocukluk arkadaşı Gönül Teyze'nin getirdiği Dallas Gold marka, makul bir şiddetle plastik mermiler atan tabanca hoşuma gitmişti. Tabancanın yanındaki püsküllü kılıf, kovboy şapkası ve şerif yıldızı falan maskaralıktı, o başka. Annem yarım ağızla mahalle arkadaşlarımı da çağırabileceğimi söylemişti ama tabii ki bu kepazeliği görsünler istemediğim için hiçbirine haber vermedim.
Sayfa 13 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Felsefe
... Esir, deyişleri, kısadan çevirmeye başlamıştı. Şövalye söylenenleri' önce umursamadan dinliyordu. Birden ilgilendi. Uzaktan uzağa tanıdık fikirlerdi bunlar... Yeni Platonculuğun İslamlıkla karışması... "Başımı elime alıp yoluna verem yürüyem' sözüyle ürperdi. Allah'la ilgili de olsa, bir aşk şiirinde, bu ne kocaman, ne kadar çırılçıplak, ne sınırsız cömertlikti. Neden sonra ürpererek kendine geldi çevresine baktı, şaşırdı.
Sayfa 54 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
TİYATRODA BİR DE HİÇ ADI DUYULMAMIŞ ŞÖHRETLER VARDIR Acılı yorgun oyuncuların yanı sıra, kristalleşmiş gerçeklerin ardında bir de kalker tortuları vardı tiyatroda. Bunların adı sanı duyulmamıştır pek ortalıkta. Onları bilse bilse tiyatro çevreleri bilir. Bana en çok dokunan, tiyatronun en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün aktörlerin, hatta
Tanıdık geldi mi ?
.. birbirlerine küs komşular bile konuyu konuşmak için barışmışlardı. Kimse böylesine iyi bir dedikodu malzemesini kaçırmak istemiyordu. Ve sıcağın altında, tamamen hurafelerden oluşan hikâyeler anlatmak ne kadar da dinlendirici geliyordu kasaba insanlarına!
Sayfa 267 - DKKitabı okudu
SENİ BEN AŞKLA SEVDİM NEVİN!.. TİYATRO AŞKIYLA SEVDİM Nevin Seval (1920-1958) Ölülere toprak lazım Zengine para, Diriye ekmek, Deşile deşile Koşulmuşum yeşile Cam yeşili, göz yeşili, aşk yeşili O yeşil lazım.* İri yağıyor, iri damlalarla yağmur. Üşüyor insanlar üşüyor. Saçları darmadağınık sarı bir kız caddelerde uçuyor. İri
Reklam
460 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.