Büyükbabam ne durdu ne de kaldı, karanlık ormana doğru koşmaya başladı. Sanki tüm taşlar onun tökezlemesi için, tüm dallar suratını çizmesi için, tüm dikenler de vücuduna batması için oradaydı. Ne zaman bir açıklık bulsa oraya da bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, soğuk mart rüzgarı ise uğulduyordu.