272 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Sanat ve aşk zamanı durdurabilir mi? Beni Asla Bırakma, 2017 yılı Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Kazuo Ishiguro’dan okuduğum ilk eser. Bu sebeple bolca bocaladığımı hissediyorum. Dilini bilmiyordum, anlatımını bilmiyordum. Elimden geldiği kadar kitap hakkında ayrıntı vermeden biraz bahsetmek istiyorum. Kitabımız tür olarak bilim kurgu diye geçiyor
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,9bin okunma
- Ne düşünerek geldiler buraya bu çocuklar? Ne umarak? - Köy öğretmeni olacaklar ya... - Ne demek köy öğretmeni?.. Enstitülerin kuruluş amacına göre, bir yandan çiftçilik edecek, kaba zanaatlardan birkaçını yapmaya çabalayacak... Çocukları okutacak... Zeynel Ağa'larla boğuşacak... Nasıl taşınır bu kadar ağır yaşama yükü, ölene kadar? Ayda yirmi lira aylıkla... Daha doğrusu nasıl teklif edilir? - Edilir! Çünkü, buna karşı, sürüden alıp koyunken kurt yapıyorsun. - Anlamadım!.. - Hiç unutmam! Enstitüye öğrenci arıyorduk Maraş dolaylarında... Kimse çocuğunu vermek istemiyordu. Çok çocuklu babalardan birini sıkıştırdık, daha fazla direnemeyeceğini anlayınca, ne dese beğenirsiniz' "Haydi bakalım! Bizden de iki kurt karışsın Osmanlı'ya!" dedi. - Nereden çıkıyor bu kadar korkunç benzetme? - Çocuklarının bir daha dönmemek üzere sürüden ayrılacağını çok iyi biliyor.
Sayfa 290 - İthaki Yayınları, 5. Baskı (2011), İkinci Bölüm, Deney, 4, Dumanlı BoğazKitabı okudu
Reklam
"Kati surette iddia ediyoruz ki, Türkiye'de yapılacak reformunun şartlarından birisi Bab-ı Ali'yi ortadan kaldırmaktır. Türkiye'nin çöküşüne sebep olan bütün zehirlerin kaynağı olup görünüşte cansız bedeninde barınmakla birlikte her daim yıkıcı bir faaliyet gösteren dayanıklı mikrobu yok etmek için; Bastille ve Kartaca gibi onu taş üzerinde taş bırakmayacak şekilde yerle bir etmek, meşhur bir benzetme ile arsasının üstünden sabanı geçirmek lazımdı." Türkiye'yi şu veya bu şekilde idam etmesi için cellada teslim etmekle görevlendirilmiş olan Bab-ı Ali düşmanın aleti olmuştu." Olabilecek en kötü şeyleri göze alarak pisi pisine ölmek ve bir koyun gibi boğazlamaya razı olmak yerine, elde silahla ölmek her halükarda daha iyiydi. İslamlaşmış bir Bizans'tan başka bir şey olmayan İstanbul bunu asla anlamak istemedi." Bu adam, en gülünç bir cani kukla ve aynı zamanda medeni dünya tarihinde hükümet başkanı olarak bir anda ortaya çıkarılmış bir aptaldır. Aynı zamanda da Türkiye tiyatrosunda oynanan bir trajedide tatminini memleketin düşmanları ile uzlaşmada arayan, ölçüsüz bir ihtirasın ve çok dokunaklı ve korkunç sapmalarla iktidarın verdiği gururun çılgına çevirdiği cahil, dar görüşlü ve aşağılık bir ruhun akla gelmez doğaçlamalarla, ne yazık ki, gerçeğe çok uygun bir şekilde başrolü oynayan bir komedi operası karakteridir." -Said Halim Paşa, 1921.
Kültürümüzde büyük boyutları olan diğer bir kale de paradır. Pek çok kişi maddi şeylere verilen değer ve önemi içeren materyalizm kavramını anlar ve bunun yanlış olduğuna inanır; buna karşın İsa materyalizmden bir kavram olarak değil, sahte bir tanrı olan paradan (mamondan) bahseder. NIV (New International Version) Mamon’u “para” olarak çevirir
Sayfa 111Kitabı okudu
152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Medeniyetin Beşiği(!): Totalitarizm
Öncelikle taze taze şunu söylemeliyim: Bu kitap bana gerçekten çok fazla duyguyu art arda yaşattı. Önce karakterlerin cesareti gönlümü canlandırdı, ardından korkunç derecede empati yapabildiğimiz olaylar sarstı ve üzdü, sonra da yaşananların gittiği yer beni bir hayli korkuttu. Ama en çok yaşattığı duygu inanılmaz bir zevkti çünkü böylesine bir konuyu böylesine bir temaya sokarak böylesine etkileyici ve akıcı bir şekilde anlatmak cidden bu eseri eşsiz kılıyor. Kitabın seyri tıpkı bir gökgürültüsü gibi; önce bir ışık veriyor, sonrasında çok sert bir gök gürültüsü, en sonundaysa ufak sakin ve korkunç bir gurlamayla bitiş. İnsanların varlığından beri süregelmiş en büyük korkularından biriyle benzetme yapmam ise sanırım bu kitap hakkında size genel bir fikir verecektir. Tabi söz konusu Hayvan Çiftliği iken totalitarizme değinmemek de olmaz. Özellikle George Orwell denildiğinde akla gelen totalitarizm birnevi ismi konmamış bir diktatörlük manası taşıyor. Zaten anlam olarak incelendiğinde de "diktatörlükvari bir yönetim" olarak karşımıza çıkıyor. Bireylerin özgürlüklerini ve kişisel varlıklarını bir devlete tamamen emanet etmesini temsil ediyor bu sözcük, eserin anlattığı şey de tam olarak bu zaten. Hatta bunu öyle bir biçimde ele alarak anlatıyor ki, tek taraflı bir propaganda yapmak yerine iki birbirine zıt anlayışı eleştirip, hayvanlar üzerinden insanları kapsayan ironik örneklemeler kullanarak birbiriyle karşılaştırıyor. Kısacası her ne kadar başlığında peri masalı yazsa da ve peri masalı olamayacak kadar korkutucu olup bunla ters düşse de şimdiye kadar okuduğum en harika kitaplardan biri.
Hayvan Çiftliği
Hayvan ÇiftliğiGeorge Orwell · Can Yayınları · 2020248,9bin okunma
"Sevmek tehlikelidir." "Biliyorum bunu. Daha önce birini sevdim. Sevmek, uyuşturucu almak gibidir. Başlangıçta kendini iyi hissedersin, bütünüyle verirsin. Ertesi gün, daha fazlasını istersin. Henüz zehirlenmemiş, o duygudan hoşlanmışsındır ve onun üzerindeki egemenliğini sürdürebileceğini sanırsın. Sevdiğin kişiyi iki dakika düşünür, sonraki üç saat boyunca unutursun. Ama, yavaş yavaş onun varlığına alışır, ona bütünüyle bağımlı hale gelirsin. Böylece, onu üç saat boyunca düşünüp iki dakika unutmaya başlarsın. Yakında değilse, bağımlıların uyuşturucu bulamadıkları zaman hissettikleri şeyi hissedersin. Uyuşturucu bağımlılarının, gerek duydukları şeyi bulamadıkları zaman hırsızlık yaptıkları, kendilerini aşağıladıkları gibi, aşk için her şeyi yapmaya sen de hazırsındır." "Ne korkunç bir benzetme!" diye bağırdı.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
30 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.