Muhteşem bir benzetme!
Ada kuru kuru yutkundu. Nabzı şakaklarında atıyordu. Sessizlik, yapış yapış, koyu bir sıvı olmuş, etrafındaki alana sızıyordu. Ada onun tığ işi beyaz sehpa örtülerine dökülmüş koyu renk bir mürekkep gibi yayıldığını hayal etti. Annesinin tuvalet masasının çekmecesinde bulmuştu bir zamanlar bu örtülerden. Takıntılı bir özenle küçücük parçalara kesilip yok edilmiş sonra da pelür kâğıtlarının arasına koyulmuşlardı -sanki annesi onları ne oldukları gibi tutabilmişti ne de atmaya eli varmıştı.
Sayfa 33 - Doğan KitapKitabı okudu
Muhteşem bir benzetme...
İnsanın acısı gazın hareketine benziyordu. Belli miktarlarda gaz, boş bir kutuya pompalandığında kutu ne kadar büyük olursa olsun onu tamamen ve eşit dağılım göstererek doldurur. Aynı şekilde ıstırap da ister küçük ister büyük olsun insan ruhunu ve bilincini tamamen doldurur. Bu yüzden de insan ıstırabının "boyutu" tamamen görelidir.
Sayfa 56 - Okuyan Us YayıneviKitabı okudu
Reklam
Müddessir, 74/49-51'de "Onlara ne oluyor da, aslandan korkup kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi (Kur'an'daki) öğütten yüz çevirip kaçıyorlar?" buyurulmaktadır. Nasıl ki aslanın olduğu yerde yaban eşşekleri otlanamadığı gibi gerçeğin olduğu yerde, batıl ve yanlışın da duramayacağı konusunda muhteşem bir benzetme söz konusudur.
Sayfa 228
~ - Mutlu musun? + Ne miyim? Mutlu muymuşum! Ne saçma! Tabii ki mutluyum. Ne sanıyor ki? Mutlu olmadığımı mı? / 30 ~ Kızın yüzü de aynaya ne çok benziyordu. Bu imkânsızdı; ne de olsa insan kendi ışığını ona yansıtan kaç kişi tanırdı ki? İnsanlar daha çok - benzetme yapmak isteyen Montag mesleğinden ilham aldı - meşaleye benzerdi, bir esintiyle
İthaki YayınlarıKitabı okudu
Mark birkaç yıl önce trend takipçiliğinde başarıya ulaşmak için baş etmeniz gereken duygusal iniş çıkışlarla ilgili muhteşem bir benzetme yapmıştı: "Yıla dağda yapılan bir gezinti gibi bakarız... İsviçre dağlarında trene binmiş herkes virajlı arazideki iniş çıkışlar sırasında duyduğu endişe ve beklentileri hatırlayacaktır. İniş sırasında çoğunlukla daha ne kadar aşağı ineceğinizi bilmediğiniz için endişelenirsiniz. Vadiden yukarı doğru çıkarken ise beklentileriniz yükselir, çünkü dağın doruklarını her zaman göremezsiniz."
Ne güzel bir benzetme
Her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu......
Reklam