Ülkenin gurur sözlerinden <3
Selim: “Ne mutlu Türküm diyene, demiş.”
Unutulmayanların Anısına
Onlarla gurur duyun. Onlar gurur duyulacak işler yaptılar. Kutsal bir amaç için kahramanca çarpıştılar. Yiğitçe öldüler. Türkiye Cumhuriyeti'nin onuruna, gururuna, toz kondurmadılar. Başlarınızı dik tutun. Asla eğmeyin. Yas tutmayın. Onlar, sizlerin ve büyük Türk ulusunun başı eğilmesin diye canlarını verdiler. Şahit oldular. Ulusun kalbine yerleştiler. Onlar daha çocukken, her sabah okullarda ettikleri anda bağlı kaldılar. "Varlığım Türk varlığına armağan olsun!" dediler. Armağan ettiler. Asker olduklarında, sınırlarda nöbet beklerken verdikleri tekmilde "... vatan ve millet için can vermeye hazırım!" dediler. Sözlerine sadık kaldılar. Canlarını çekinmeden verdiler. "Ne mutlu! Varlığım Türk varlığına armağan olsun!" diyenlere, "Ne mutlu! Varlığını Türk varlığına armağan edenlere!", "Ne mutlu Türküm diyene!"
Sayfa 416 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk, milletine, "Ne mutlu Türküm diyene!" hitabıyla seslendiği zaman, buna bütün mevcudiyeti ve samimiyeti ile inanmıştı.
Türkiye'de insanların zihinlerine çocukluktan itibaren "Türk kanı"nın kutsiyeti işleniyor. 1933 yılında, "Andımız" (öğrenci andı) ortaya çıktı. Her öğrenci, dersler baş­lamadan önce, okul bahçelerinde bulunması zorunlu olan Atatürk büstü önünde toplanıp hep bir ağızdan bu andı okuyordu. Bir sabah Esra, Sinem ve Hülya Kaplan'la okullarına kadar gitmiş, mavi okul üniformaları içindeki çocukların bu andı nasıl okuduklarına tanık olmuştum: Türküm, doğruyum, çalışkanım. llkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yur­dumu, milletimi, özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Tür­küm diyene! (Andımız'ın son iki cümlesi 1970'lerde eklenmiş. Bu uy­gulama, Başbakan Erdoğan'ın ani kararıyla, 2013 yılı sonbaharından itibaren zorunlu olmaktan çıkarıldı.)
"Tarihsel Kötümserlik" başlıklı yazısından
İlkokulda "Ne Mutlu Türküm Diyene"yi ezberledikten, ortaokulda Orta Asya göç haritasındaki oklara gururlar baktıktan sonra genç aydın, özellikle 1950'den sonra uluslararası dünyada pek fazla yer tutmadığımızı anlamaya başlamış ve bir moral çöküntüsüne uğramıştır. Bu onu bir inanç bunalımına itmiştir. İnançsızlık ilkin tanrıtanımazlıkta köklerini buluyor. Daha sonra her şeye yayılıyor.
Sayfa 24 - YKYKitabı okudu
Günümüzün daciği, asla Türkiye’de yaşayamayacak olan bir Türk’tür. Zaten Mustafa Kemal Atatürk de “Ne mutlu Türk’üm diyene!” demiştir. “Ne mutlu Türkiye’de yaşıyorum diyene!” değil.
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
891 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.