...Başka başka hayatlar var, bazen başka bir hayat şimdikinden biraz daha iyi görülebiliyor.Bu hayatı yaşamaya devam edersem ileride ne olacak diye düşünmek en katlanılmaz olanı.Hangi hayat olursa olsun sonunda ne olacağını tahmin etmek mümkün değil..."
Benim için kitaptaki en güzel alıntılardan biriydi.Hayatın, zorlukların, karmaşanın
Gecenin bir yarısı, tek odalı odamda yatağımda uzanmış, uyku tutmayan gözlerimle telefonumla dünyadaki gelişmeleri takip ediyordum. Derken kapıdan gelen sesler dikkatimi çekti. Miyavlayan bir kedi sesi. Üstelik tam da kapımın önünde. Kapıyı açtım ve karşıma tanıdık bir sarı renk çıktı: Sarı Dişi! Birkaç günde bir uğrayan, ofisin önünde arada bir
Bu kitabın nereye ulaşacağını da ulaşmak istediğini anlayamadım başlarda biraz mıymıydı. Hikaye farklı olabilirdi… hatta 5 yıl sonraya gidip gelmesi beni heyecanlandırmıştı ama kitabın devamı pek öyle gelmedi.
Sonuç olarak:hayatta bazı şeyleri hatta çoğu şeyi belki yanlış yorumluyoruz ama ne olursa olsun hayat devam ediyor ve bir zamandan sonra buna odaklanıyoruz.
Kitapta sevdiğim bir cümle;
“Sevginin geleceği olmak zorunda değildir.”
(10 aralık 2022)
Beş Yıl SonraRebecca Serle · Yabancı Yayınları · 2022450 okunma
Selamün aleyküm değerli okurlar Wattpad e yazdığım kitabı sizler de okuyun diye buraya yazdım kitap değil bu hayatınıza bir nebze de olsa dokunmak için böyle bir kitap yazdım okuyup değerli yorumlarınızı bekliyorum değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum ☺️
BİR ENGELLİNİN EVLİLİK HAYATI
Her sağlıklı birey gibi engelli
Merhabalaaaar!
Nihan Kaya'nın Disparöni ya da Yaşama Korkusu, modern dünyanın karmaşasıyla iç içe geçmiş iki insanın, Feraye ve Cem'in hikayesini anlatan sürükleyici bir roman.
Romanın ismi, hikayenin iki temelini özetliyor: Disparöni, yani cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı ve Yaşama Korkusu. Bu iki tema, Feraye ve Cem'in
Hayat, benim için en hayırlı ve en mutlu olan hâle dönüşüyor. Bu yeni ve harika sürprizlerle dolu yıldız günlerim için teşekkür ederim.
Ruhumdaki, zihnimdeki ve bedenimdeki her şey kalıcı bir şekilde pozitife dönüşüyor. Bunu sevgiyle kabul ediyorum.
Uyandığım her günde, bir öncekinden daha mutlu ve daha enerjik oluyorum. İçimdeki iyilik ve
Masumiyet Müzesi 26 Mayıs 1975 Pazartesi günü, saat üçe çeyrek kala civarında bir an, sanki bizim suçtan, günahtan, cezadan ve pişmanlıktan kurtulduğumuz gibi, dünyada yerçekimi ve zamanın kurallarından kurtulmuş gibiydi. Kemal’in olaylı, hüzünlü, pişmanlık dolu, obsesif ve mutlu hayatının en mutlu anı. Ama herkes gibi Kemal’in de o an bunu anlaması mümkün