Kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık
palyaço
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
Reklam
Palyoco söyledi ben yazdım.
Kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize kim sevmezdi çiçekleri filan “ben sevmezdim” dedim, “yalan” dedi bunu palyaço söyledi, palyaço söyledi ben yazdım yazdım,
Ne kadarı doğru bilmiyorum ama güzel bir hikaye
80li yılların ortaları... İzmir'de Güneş Gazetesinde çalışıyorum... Bir hafta sonu O'nunla birlikte Denizli'de maça gidiyoruz... Uçağın olmadığı yıllar... Mecburen karayolu... Otoban da yok... 4 x 4 de... 4 saat gidiş, 4 saat dönüş... O arkada, ben önde şöförün yanında... Yol boyu futbol, gırgır, şamata... Birara
kaç kişiyi öldürdüm düşlerimde kaç kilo çekerdi yalnızlık kaç kere ezildim altında yaz yağmurlarının belki de palyaçolar ağlardı pazartesi sabahları her sirk geldiğinde ağlamaklı olurduk hep ağlamaklı olurduk gülünecek halimize
İnsanın zaman zaman yaraları ile tuhaf bir ilişkisi oluyor: Bitsin istiyoruz, kabuk bağlıyor mesela fakat kaşımaya devam ediyoruz. Bilerek. Ne tuhaf. Afşar Timuçin, "İyileşen yaraya ikide bir dokunmanın ne anlamı var?" diye bu yüzden sitem eder. Bu eziyeti ne kendimize ne bir başkasına yapmalı sevgili okur. Yaralar yaşandığıyla kalmalı.
Reklam
652 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.