Insanların büyük bir kısmının entelektüel faaliyetten anladığı , kulaklarından içeri dökülen sloganları papağan gibi tekrar etmekten ibarettir . Sloganlar ise dayanıksızdır . Ayette zikredilen örümceğin evini anımsatır . Ancak sloganlar bir akış oluşturur . Kendinizi bu akışa kaptırmazsanız ve durabilmeyi becerirseniz sloganın ne kadar boş olduğu çok kolayca fark edilir . Bu sebeple insanlar dönemin modasına kapılarak canları ve malları pahasına savundukları fikirlerinin çok saçma olduğunu modası geçince fark ederler . " Yahu biz o zamanlar nasıl kapılmışız buna " gibi bir ruh halinde olurlar . İşte bu durum , akış ve dönemin modası ile alakalıdır.
Tek başına oturmak; büyük düş! Bir deniz kabuğunun içinde yaşamak gibi
en ölgün, fiziksel olarak en saçma bir imge, böylesi bir düşün tohumunu
oluşturabilir. Bu düşü, zayıf olalım, güçlü olalım, yaşamın bizi büyük
hüzünlere boğduğu durumlarda, insanların ve talihin haksızlıkları karşısında
herbirimiz kurmuşuzdur. Yumuşak hüznü içinde, daracık odasında, odasının
dar oluşuyla rahatını bulan ve şunları söyleyen Salavin buna örnektir: ‘’İyi ki,
şu küçücük odam, bir deniz kabuğu kadar derin ve gizli odam var! Ah,
salyangozlar ne kadar mutlu olduklarını hiç bilmiyor!
Vallahi ağabey, sana açık söyleyeyim, bak. Yakıştırmıyorum. Saçma bir şey bu. Platonik bir aşk bana, aç bir adamın önündeki piliç kızartmasına şiir söyleyip açlıkta ısrar etmesine benziyor. Al yahu kendi payını tabağına ve afiyetle ye. Başkaları da yerler. Sen ne yemek, ne de yedirmek istiyorsun. Soğuyor be piliç. Kadını başka türlü anlamıyorum. Ne konuşulur bu mahluklarla, prens hazretleri? Bir şey öğrenmek ve başkalarına satmak için ağzının içine bakarlar, başkalarından öğrendiklerini de sana satarlar. Bütün dünya tarihinde orijinal bir fikir söylemiş tek kadın tanıyor musun? Alman romantizmi olmasaydı, Mademe de Stael olmazdı. Misalleri sen daha iyi bilirsin. Anima ve Animus hikâyesi.
Bazı boş inançlar, ne kadar saçma görünürlerse görünsünler, insanoğlunun düş gücüne yerleşip kalır ve insanlar tarafından fazla düşünülmeden sık sık kullanılırlar.