Beni bağışla patron!” dedi. “Ben, Tanrı kemiklerini aziz etsin, dedem Kaptan Aleksi’ye benziyorum! Yüz yaşındaydı; öğleden sonraları çeşmeye giden kızları seyretmek için kapının önüne otururdu. Ama, gözleri bozulmuştu, iyi görmüyordu. Bunun için kızlara şöyle bağırırdı: ‘Sen kimsin, kız?’ ‘Mastrandoni’nin kızı Lenio,25’ ‘Gel kız, sana dokunayım! Gel kız, korkma!’ Kız da kahkahayı basıp yaklaşırdı. Dedem, koca elini kıza uzatır, yavaş yavaş, tatlı ve kudurmuşçasına yoklardı. Sonra da ağlamaya koyulurdu. Bir gün, ‘Neden ağlıyorsun dede?’ dedim. ‘Ne ağlamayım be çocuğum,’ dedi. ‘Ben ki ölüyorum ve bunca güzel kızı arkamda bırakıyorum!..’” Zorba içini çekti: “Ey zavallı dedem,” dedi, “nasıl anlıyorum seni!.. Sık sık oturup düşünürüm! ‘Ah, ah! Olabilse de, bütün güzeller benimle birlikte ölse!’ Ama, o dişi domuzlar yaşayacak, iyi hayat sürecek, sarılacak, öpüşecekler, Zorba da toprak olacak... Çiğneyecekler beni...”
TOM BOMBADİL’İN EVİNDE
Evin arkasından bir yerlerden şarkı sesi geliyordu. Arada sırada, hey lom, lay-lay lom, traylay lom, sözleri arasından şu sözleri yakalıyorlardı: Şu bizim Tom Bombadil ne kadar tatlı dilli; Ceketi parlak mavi, sarıdır çizmeleri. “Güzel hanımım!” dedi Frodo bir süre sonra yeniden. “Sorması ayıp ama, söyler misiniz bana kimdir bu Tom
Altın yemiş elfKitabı okuyor
Reklam
Bir arı, ömrü boyunca harıl harıl çalışıp hepi topu bir tatlı kaşığının ucunu dolduracak kadar bal yapardı. Osman da kendi sınırlı ömründe ne yaratacağını merak ederdi.
Sayfa 74
..Bu çatı altında geçirdiği çocukluk yıllarının karanlığını ne tatlı bir söz ne de candan bir okşayış aydınlatmıştı.
Şu kedilere bakmak yeter. Bu kediler henüz açtır ve bizden yemek bekliyor. Gözlerindeki daimi vahşi parıltının bu dakikada ne tatlı, ne sevimli bir ışığa döndüğünü görüyor musunuz? Miyavlamaları adeta yanık bir yalvarıştır, her halleri ikna edici bir belagati andırıyor. "Gel" diye işaret etseniz hemen gelecekler, sürünecekler, ayaklarınızın altında yuvarlanacaklar, kovsanız derhal çekilip uzaklaşacaklar. Bu dakikada anlayışları azami, sevgileri azami, insafları azamidir.
Ne derler bilirsiniz. Evlilik kuşatılmış bir kaleye benzer. Dışarıda kalanlar girmeye, içeridekiler ise çıkmaya can atarlar. Fakat siz ikinize baktığımda bir kalenin soğuk duvarları aklıma gelmiyor. Daha çok penceresinden şöminenin tatlı ateşini gözlemlediğim bir kır evi hayal edebiliyorum. Ve bu kır evine gelmeyi herkes ister. Ve kimse asla çıkmak istemez.
Reklam
Ah ne tatlı bir kızdı saf ve güzelce saçlarında bal olan bakire
Şeyh'i ertesi akşamın geç saatlerine kadar görmedik. Gelip yanımıza oturunca hatırını sordum. Yorgunluğunu üzerinden atamadığını söyledi. Aklım hâlâ Sa'id'e takılı vaziyette, Kitab-ı Mukaddes'te Yâsîn Suresi'ne benzeri bir bölüm olup olmadığını sordum. Şeyh, böyle bir surenin olmadığını, Kitab-ı Mukaddes'in büyük bölümünün vahye değil, ilhama dayandığını ve Kur'ân'ın Son Ahit olduğunu söyledi. Sonra, "Küntü kenzen mahfiyyen" hadis-i kudsîsini zikretti. Allah, bu hadis-i kudsîde şöyle buyuruyordu: "Ben Gizli bir Hazineydim, bilinmek istedim." Bu ifadenin Kur'ân'da geçip geçmediğini soran çok kişi olmuştu kendisine. Şeyh "Bu söz aslında üstü kapalı olarak Kur'ân'ın pek çok yerinde geçer" dedi, "Bâtının ve gaybın zikredildiği her yerde. Kur'ân'daki bazı ayetlerin mânâları gizlidir. Bu âyetler sadece ruhanî bir hayat sürenlere açar kendilerini. Bu âyetlerin mânâsı, bedenlerinin ve hevålarının hâkimiyeti altında olanlara kapalıdır. İşte tam da bu nedenle kitabında yazdığın şu söz çok önemli: 'Çal tatlı nefsen şiir değildir. Bu söz, çok sevilen şu ilâhiden bir dizedir: Canan gereksen Vuslat dilersen Çal tatlı nefsen Seyf-i Celali"
Sayfa 223Kitabı okudu
Meraklısın kendinle içli dışlı olmağa; Bu, tatlı benliğini sırf aldatmağa yarar. Vaktin geldi diyerek seni çağırsa doğa Vereceğin hesapta elle tutulur ne var?
Sayfa 4 - İş KültürKitabı okuyor
bana çınar gibi gelen duygularım, boynu eğik söğüde benzeyebilir sende. en sevdiğim kitaplardan vazgeçtim, gözlerini kitap yaptım kendime, çünkü yaşamın bütün zevkleri, bilginin kavradığı her şey senin gözlerinde. eğer bilgi bir hedefse, seni bilmek her şey için yeterlidir; seni övebilecek olan ancak iyi eğitim görmüş bir dil olabilir, seni görüp de hayran olmayan dünyanın en cahil kişisidir; görür görmez her şeyine hayran olmak gurur duyduğum niteliğimdir. jüpiter’in yıldırımları gözünde çakıyor, sesin onun gök gürültüleri gibi, kızgın olmadığında uyumlu bir müzik ve tatlı bir sıcaklık yayıyor sesin. sen cennete layık bir varlıksın, ne olur bağışla bu hayranını sevgilim, cennetin övgüsünü kazanmış birine böyle dünyevi sözler ettiğim için.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.