Acaba hayvanlar da sabırsız mıdır? Kedim Art décoya kapıyı açmazsam patileriyle kilidin üstündeki anahtarlarla oynar durur. Kedi Gaston acıktığındaysa mama kabını doldurana kadar saatlerce miyavlar. Bir hayvanın sabırsızlığını dindirmek için ne yapmalı? Ona ağır ol denir mi? File bile mi? Ya alınırsa? İneklerse sabırlıdır. Pek öyle beklentileri yok gibidir. Ellerindekiyle yetinirler. Üstelik memnun da olurlar. İsyan etmezler. Diğerleriyle hemfikirdirler. Doğayla, dünyayla, belki de kasaplarla bile uyum içindedirler. Evcil hayvanlar epey sabırlıdır aslında, Rina Ketty'nin güzel şarkısını mırıldanarak asla geri dönmeyecek olan sahiplerini aylarca bekleyebilirler.
NE YAPMALI 2?
Orta Çağ papazında haklı olarak ayıpladığın dar kafalılığın anlayış sınırlarını daha fazla darlaştıran beş duyu idrakinin kapalı dünyası içinde kalma.
Sayfa 413Kitabı okudu
Reklam
Ne Yapmalı?
Bırak şu maddeyi, boğ şu ölçü dehanı, doysun fizik ve matematik tecessüsüne, kov şu kemiyet fikrini; dal kendi içine, koş kendi kendinin peşinden, bul onu, bul kendini, bul ruhunu; bul, sev, bil, an, gör, kendi içinde gör Allah'ını. Kendine dön, kendine bak, kendine gel!
Sayfa 412Kitabı okudu
❝ İnsan sevdiğiyle bir arada olunca her yer gözüne güzel gelir... ❞
Sumerler, Kenger isimli bir Türk boyuna mensupturlar ve dilleri kök bir Türkçedir. Astronomi ve matematikle çok ilgili,bu alanlarda çok bilgilidirler. Sulama kanalları açarak çölden tarım alanı yaratmayı becermişlerdir. Özgün çalgı aletleri ve sıkı uyguladıkları müzikal makamları vardır. Kendilerini yazı ile ifade etmiş ve geriye kayıtlar bırakmışlardır. Bu özelliklerinin üzerine bir kütüphane kurmuş olmaları da pek şaşırtıcı değildir. Eğitime çok önem vermiş, kadın-erkek eşitliğini toplumsal hayatlarının merkezine koymuş, sağlam bir hukuk sistemine sahip bir topluluktur.
Sayfa 228 - Tuhaf YayınlarıKitabı okuyor
Sumerler
Adak kavramı var ama bunu hayvan kesme şeklinde yapmıyorlar. Adak için mabette süt dağıtıyorlar. Anadolu'nun da her köşesinde kutsal sayılan dağlık alanlarda kayalara yapılmış sunak oyukları vardır. Doğaya en az zararı verecek şekilde yaşamaya çalışıyorlar. Burada hem Tanrı kokusu var hem de eski Türk inanışlarının temeli olan sevgi olgusu var. Öyle ki yürürken otları ezmemek için çarıkların burnunu yukarı doğru bakacak şekilde yapmışlar. İnanış böyle; otu seveceksin, ağacı seveceksin, hayvanı seveceksin. Hiçbir şeye zarar vermeyeceksin. İşte böyle olduğunda Tanrı da sana her istediğini verir. Sumerlerin tanrısı, sevecen olmayanlara yardım etmiyor. Bu "yaşam tarzı" diyelim, günümüz Anadolu Aleviliğinin de temeli ve kökeni. Tören görevlileri on iki kişi ve neredeyse görevleri aynı. Bağlama var, şiir var. Tepeden inme değil, manevi bir olgunluk ve doğayla uyuma özen sayesinde gelişmiş bir anlayış, inanç ve yaşam tarzı bu.
Sayfa 220 - Tuhaf YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İnsan, kendini coğrafyasından koparabilir ama coğrafyasını kendinden koparamaz.
Sayfa 219 - Tuhaf YayınlarıKitabı okuyor
Tarihte hiçbir ülke yoktur ki kurucusuyla bu kadar mücadele etsin. Bizleri tebaa olmaktan kurtarıp yurttaş olmamızı sağlayan, sarayda doğan hanedan çocukları ile köyde doğan çocukları yasalar önünde birbiriyle eşit hale getiren bir lidere şükran duyacağımız yerde sistematik biçimde adını her yerden silmeye çalışıyoruz.
Sayfa 200 - Tuhaf YayınlarıKitabı okuyor
Kadın isterse, her şeyi başarabilecek güce ve kudrete sahiptir.
Sayfa 197 - Tuhaf YayınlarıKitabı okuyor
Atatürk'ün yaptığın en mühim iş, uyuyan bir milleti o derin uykudan uyandırmayı başarmasıdır. Atatürk, bir yeniden doğuş mucizesi yaratmıştır. Sadece bir politik lider, muzaffer bir kumandan ya da iyi bir reformcu veya bilim insanı değil aynı zamanda gerçek bir kahramandır.
Sayfa 184 - Tuhaf YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hayat, bir mücadeleler bütünüdür. Bu mücadeleyi kıymetli kılan gösterdiğin çaba ve inandığın değerlerin yekûnüdür.
Sayfa 164 - İnkılap Kitabevi
İNSAN BU DÜNYADA AKLI KADAR YER KAPLIYOR. . . .
Sayfa 162 - İnkılap Kitabevi
Öyleyse ne yapmalı?
Kimse, bu durumda ne yapmak gerektiğini tam olarak bilmez. Her yerde her zaman herkes için iyi bir sistem yoktur.
Sayfa 32 - Günışığı Kitaplığı
Duyguları tanımak
"İnsan genellikle 6-10 arası değişen temel duygulara sahiptir. Örneğin, sevgi, korku, mutluluk, üzüntü ve öfke insanın rahatlıkla tanıdığı temel duygulardır. Asıl insanı tanımlamayı zorlaştıran duygular, bunların oluşturduğu kombinasyonlardır. Misal, şaşkınlık ile korkunun kombinasyonu dehşeti oluştururken, şaşkınlık bu sefer mutluluk ile kombine olursa da sevinç ortaya çıkar. Bu da aslında insanın duygularının ne kadar kompleks ve karmaşık olduğunu gösterir. İnsan, bu karmaşık yapının farkındalığı ile önce kendi duygularının tanımını kazanmalı ve sonra karşısındaki kişinin duygularının analizini, bunun bilincinde yapmalı. Bu bilinç, insanın insanlığını ve insanı anlaması için önemli bir derstir."
Hayatın mânası Âmentü'ye inananlar için ne müphemdir, ne de muğlak. Yine de gün gelir hakikate giden yola barikatlar kurulur. Bu defa sorulan soru şudur: "Ne yapmalı?" Önce niyet edeceğiz, ardından kalbin sesine uyarak sonsuzluğa yöneleceğiz. Üç hakîmin hükmünde hata aranmaz: Kalbin, kaderin, ölümün. Aramak vazifedir. "Aramakla bulunmaz fakat bulanlar ancak arayanlardır" denilmiş. İnanmak ve sevmek şart. İman Cenab-ı Hakk'ın insanoğluna bir lütfudur: "Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize ziynet yapmıştır... Bu Allah'tan bir lütuf ve nimettir." (Hucurat, 7-8)
Resim