Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mademki Adem’den beri tasarladığımız ve giriştiğimiz her şey ya şaibeli ya tehlikeli ya yararsız, ne yapmalı? Türle ilişiği mi kesmeli? Asıl insan olduğuna pişman olunduğu vakit insan olunduğunu unutmak olur bu. Bu pişmanlık sizi bir ele geçirdiğinde ise, onu geçiştirmenin yolu yoktur: Hava kadar kaçınılmaz ve o kadar ağır hale gelir… Çoğu insan farkında olmadan, bunu düşünmeden soluk alır elbette; solukları bir gün kesilirse, mesele haline gelen havanın onlara nasıl her an musallat olacağını göreceklerdir. Soluk aldığını bilenlerin vay haline; asıl da, insan olduğunu bilenlerin vay haline. Başka şey düşünemez olduklarından, tüm yaşamları boyunca saplantılı mağdurlar olarak akılları bunda kalacaktır. Çözülmezin arsızı olup, azap verici bir konu, sonu olmayan bir konu aranmış olduklarından, ıstıraplarına müstahaktırlar ama. İnsan onlara bir an huzur vermeyecektir, insanın daha kat edecek yolu vardır… Edinilmiş yanılsama icabı ilerlediği için de, durması için yanılsamanın ufalanıp dağılması ve ortadan kalkması gerekirdi; fakat zamanla suç ortaklığını sürdürdüğü müddetçe yok edilemezdir bu.
Aynada kendimi gördüm, gülümsüyordum. Arada insan böyle şeyler yapmalı, hayata daha emin devam edebilmek için şüphelerini masaya yatırmalı ve hislerinin sağlamasını yapmalıydı. Kaybedecek ne var?
Reklam
Bir insanı kendisi için yetiştirmek yerine, başkaları için yetiştirmek istendiğinde ne yapmalı?
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir kuşun ötüşüyle bir çocuğun ruhu arasında münasebet vardır.
Kelime anlamı macera ve serüven olan, Türk edebiyatının ilk gerçekçi romanlarından birisi olma özelliğini taşıyan Sergüzeşt, bir aşk trajedisi üzerinden kölelik ve tutsaklığı konu alıyor. Dönemin toplumsal yapısının ve eşitsizliğinin ustalıkla kaleme alınması yaşanan zorlukları gözler önüne seriyor. Kitap esaretin ve tutsaklığın yok edici
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · İş Bankası Kültür Yayınları · 201945,7bin okunma
Atatürk, Türk milletinin başına gelmiş en önemli lider ve Türk milletinin en büyük şansıdır, bu tartışılmaz. ... O gelmeden, Cumhuriyet kurulmadan halk Türk olduğunu bile bilmiyordu.
Sayfa 183 - İnkılap Kitabevi
Reklam
Genel kanıya göre Türk ismi, MÖ 3. yüzyıla dayanıyor ama yapılan çalışmalardan benim gördüğüm şudur ki, Türklerin tarihi çok daha eskiye dayanıyor. Örneğin, Türkçenin tüm dillerin anası olması hiç de hafife alınacak bir konu değildir. Türkçe, içerisinde harika bir matematik barındıran özel bir dildir. Kendi içerisinde bir disiplin sahibi olabilen dil sayısı çok azdır.
Sayfa 168 - İnkılap Kitabevi
Türklerin Tarihte Nasıl Bir Yeri Var?
Birçok yabancı tarihçiden aynı cevabı alırsın: "Türkleri tarihten kaldırırsan ortada tarih kalmaz.” Tarihin en büyük ve özel topluluklarından birisi Türkler. Aynı zamanda da tarih yazımı içerisinde çok kez hakkı yenmiş ve kasti olarak tarihteki yeri küçültülmüş bir topluluğuz.
Sayfa 168 - İnkılap Kitabevi
Çöküş, sevgisizlikle başlar. Biz son yıllarda sevgi ve toplumsal ahlak duygumuzu kaybettik.
Sayfa 168 - İnkılap Kitabevi
MUS‘AB BİN UMEYR’İN (R.A.) İSLÂM’A HİZMETLERİ -1
İslâm dini, Arabistan’ın her tarafında ve husûsiyle de Medîne-i Münevvere’de pek süratle yayılmakta idi. Evs ve Hazrec kabileleri Ashâb-ı Kirâm’dan birinin Medîne’ye gönderilmesini talep ettiler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, onlara, Kur’ân-ı Kerîm’i ve İslâm âdâbını öğretmek üzere Mus‘ab bin Umeyr’i (r.a.) gönderdi. Hz. Mus‘ab (r.a.),
Reklam
“Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç!.."
Sayfa 9
Bir hedefi olmalı değil mi insanın, bir ideali bir amacı..? Peki o hedef, ideal ve amaç belli değilse ne yapmalı insan? İnsanın hayali, amacı tek gayesini bulmak olabilir mi? Rüzgarın savurmasına izin verip savurduğu yerlerde aramak kendini, hayalini, idealini. Bulmaya çalışmak umutsuzluğa kapılmadan. Neyi aradığını bilmeden. Bir arayış içerisinde olmak ama o arayışın sonucunun ne olacağını bilemeden... Yürümek nereye yürüdüğünü bilmeden, yaşamak neden yaşadığını bilmeden, gözlemek neyi gözlediğini bilmeden ve aramak; arayışı aramak ile bulmaya çalışmak. Neden ve niçin aradığını bilmeden. Bazen yıkabilir bu durum insanı ama amaçsızca yaşayıp gitmektense amacını ararken gitmek daha iyi değil mi? Bulmak önemli değil aslolan aramak, belki ararken kayda değer bir şeyler üretebiliriz. Ne de olsa "Yerin altındakiler üstündekilerden daha fazla" değil mi, peki onların kaçı hatırlanıyor veya kaçı amacını bulup göçmüş buradan. Yerin altına girdikten sonra amacına ulaşamamış, hatırlanmayan büyük gruba girmek istemiyorsak arayışa başlamalıyız sanki, hatırlanmayabiliriz ama hatırlananların hepsi bu yollardan geçmiş kişiler değil mi? Arayış yoluna girmek, yokluk yoluna girmekten daha iyi değil mi? Hem ne diyor Halil CİBRAN:"... yürümekle varılmaz lakin varanlar yürüyenlerdir." Hepimiz ulaşmamız gereken yere varabilmek için yola çıkmamız temennisiyle, huzurlu arayışlar...
Tanrı'ya sitem
“Ulu Tanrım,” diye mırıldandı, “ne yapmalı? Yardım et, bir şeyler söyle bana! Sana her gün raporumu veriyo­ rum, köyün ne hale geldiğini biliyorsun. Yiyecek şeyimiz kalmadı, her geçen gün eriyoruz; her geçen gün askerler­ den biri kaçıp dağdakilere katılıyor. Aforoz edilen oğ­lum, Kızıl Takkelilerin komutanı, Kartaltepesi’nden bize her gün haber yolluyor; ‘Teslim olun! Teslim olun! Yoksa vay halinize!’ Ne yapmalıyız? Ne yapmalıyım? Az önce Areti’nin sana sövdüğünü duydun, gerçekten dayanacak halimiz kalmadı. Açhktan ölen çocukları nasıl kurtarma­ lı? Bana bir öğüt ver Ulu Tanrım. Köyü yakılıp yıkılmak­tan kurtarmak için dağdaki partizanlara mı teslim ede­yim? Ya da kollarımı kavuşturup merhametini mi bekle­ yim? Ne yazık ki insanız Ulu Tanrım, bekleyemeyiz. Merhametin gecikiyor. Genellikle de bizi ölümden son­ra, öteki dünyada gelip buluyor ama ben, merhametini yeryüzünde göstermeni istiyorum.” Bir an sustu. “Ne olursa olsun,” diye ekledi yüksek sesle, “merhametini yeryüzünde göstermelisin!”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.