Şimdi ne yapmalı? Bir cehennem ateşi içinde kalan hayata sonuna kadar tahammül mü etmeli? Hayatın gayesi yok olursa yaşamakta ne lezzet var?
“ Bu dünyada inandığım tek bir şey varsa, o da bir insanın başka bir insanın hayatına karışmaya hakkı olmadığıdır. İnsan dilediğini, istediğini yapmalı. Evet, belki bir insan başkasına yardım eder, ama ne yapması gerektiğini söyleyemez.”
Reklam
Şimdi ne yapmalı; her şeye susmak, görmezden mi gelmek lazım? Tıpkı her gün yollarda gördüğümüz neşesi kalmamış ifadesiz yetişkinler gibi.. Bir seçim mi yapmalıydık illaki. Duygularla yorucu bir maraton ya da duygusuz tasasız bit hayat? Ikinciyi seçersem ben, ben olmaktan çıkacak mıydım? Ben olmaktan çıkmak ne demek? Kendini kaybetmek mi? Fikrini kaybetmek mi? Bir benzetme sonucu "(vb)" kısmına mı girmekti? Kalabalığın ismiyle mi anılmaktı?
UÇ TEMEL GEREKLİLİK
Albert Ellis, bunu ortaya koyuş şeklimiz ne kadar farklı olursa olsun, hepimizin, moral bozukluğuna yol açan, rasyonellikten uzak üç inancı paylaştığımıza inanır. Her inanç, içinde bir talep barındırır: insanın 'kendisi', 'diğerleri' ya da dünya' hakkında. Bu üç yaygın inanç, üç temel gereklilik olarak adlandırılır. 1. Kişi iyi işler yapmalı ve insanların da onayını almalıdır. Aksi halde iyi biri değildir. 2. Kişi diğerlerinden, kendine davranılmasını isteyeceği şekilde nazik, adil ve düşünceli davranışlar görmelidir. Aksi halde diğerleri iyi insanlar değildirler ve cezayı ve kınanmayı hak ederler. 3. Kişi istediği şeyi istediği zaman elde etmeli, istemediği de ondan uzak olmalıdır. Eğer insan istediğini elde edemezse, bu çok kötü ve tahammül edilemez bir durumdur. Birinci inanç, çoğunlukla anksiyete, depresyon, suç luluk hissi ve utanç duygusuna yol açar. İkinci inanç ise, genelde pasif saldırganlık, kızgınlık ve şiddete yol açar. Üçüncü inanç da sürekli düşünmeye, kendisine acımaya yol açar. Esnek olan ve talepkar olmayan inançlar sağlıka duygulara ve davranışlara yol açarken, çok fazla istek içeren talep, nevroz ve problemlere neden olur.
Doğru bir strateji ve inançlı bir kararlılıkla kutsal ema­netimiz Cumhuriyetimizi daha aydınlık bir geleceğe taşı­mak mümkündür. Bunun için de yapılacak tek doğru iş, inançlı bir kararlılıkla öncelikle sahada bıkıp usanmadan çalışarak, seçimle geleni seçimle uğurlamaktır. Ertuğrul Kumcuoğlu - YENİ SİSTEM İSTİKRARSIZLIK GETİRDİ
Sayfa 76
Demokratik düzen içinde seçimle iktidara gelmek ancak rakibinden daha çok oy almakla mümkündür. Bu da, daha çok seçmene ulaşmaktan ve onları teker teker kendi tezinin haklılığına inandırmaktan geçer. Bu nedenle mevcut iktidarla devlet gemisinin artık sağlıklı bir biçimde yürü­meyeceğine inanan özgürlükçü kesimin, herhangi bir siyasi parti veya oluşumla bağlantı kurmayı düşünmeksizin ve zaman kaybetmeksizin yollara düşmesinin zaman gelmiş­tir. Ertuğrul Kumcuoğlu - YENİ SİSTEM İSTİKRARSIZLIK GETİRDİ
Sayfa 75
Reklam
Varmak istedi­ğimiz liman net; çağdaş medeniyetler... Rotamızda ilerler­ken bize stratejik üstünlük kazandıracak turizm, tarım ve teknoloji gibi yelkenler hem yolculuğu daha keyifli kılacak, hem daha hızlı yol almamızı sağlayacaktır... Dr. Sedef Kabaş - "TÜRKİYE İÇİN 3 T" FORMÜLÜ: TEKNOLOJİ, TARIM VE TURİZM
Sayfa 66
21. Yüzyıl'da Türkiye'nin gerek jeopolitik gerekse ekonomik perspektifte geleceği, denizlere tam bağımlı ola­caktır. Bu çerçevede savunma, güvenlik ve refah yaratan denizlerimize devletin her açıdan önem vermesi ve bu alanda durumsal farkındalığını artırması gerekir. Türk Bo­ğazları, Mavi Vatan olarak da adlandırılan deniz yetki alanlarımız ile KKTC'nin bağımsız varlığı deniz jeopoliti­ğimiz çerçevesinde vazgeçilmez çıkarlarımızın olduğu alanlardır. Cem Gürdeniz - TÜRKİYE'NİN DENİZCİLEŞME GEREĞİ
Sayfa 58
"Eğer inandığımız değerlere bağlı kalmak bu değerlerin bozguna uğramasına yol açacaksa ne yapmalı? Özgür kalabilmek için köle olmak, ellerimizi temiz tutabilmek için öldürmek mi gerekiyordu?"
Sayfa 187 - Everest YayınlarıKitabı okudu
..bazen bir ebeveynin kitabının nerede bitip çocuğun kitabının nerede başladığını ayırt etmek zordur. O vakit bir kitap ne yapmalı? Ayı döndürmeli ki nereye iniş yapacağımızı görelim ve ortaya çıkacaklarla beraber yaşayabileceğini umalım
Reklam
DP ile başlayan Türk Devrimlerinde aşınma, ayrıca yönetimde inancın artan etkisi ile baskısını gittikçe arttıra­rak, günümüzdeki elerkiyi (demokrasiyi), tüzeyi (hukuku), gezili (adaleti), güçler ayrılığını hiçe sayan "Yeni Türki­ye'yi" türetmiştir. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan - TÜRKİYE YENİDEN Mİ KURULMALIDIR?
Sayfa 53
ABD, Türkiye'yi güdümüne almak için "demokrasi" adına, "Çok Partili Yönetime" geçmeyi dayatmış, ayrıca üremli borç (kredi) ile bağış yardımları önererek, bağımsız, özgür, üreten Türkiye Cumhuriyeti'ni, kurdurduğu Demo­krat Parti aracılığıyla egemenliği altına almıştır. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan - TÜRKİYE YENİDEN Mİ KURULMALIDIR?
Sayfa 50
Ünlü Romalı hatip ve hukukçu Marcus Fabius Quin­tilianus'un da belirttiği gibi: "Toplumda en büyük güveni, her şeyin sonunda adil bir mahkemenin bulunabileceği inancı sağlar."
Sayfa 49
Yolsuzluk ile demokrasi, hukukun üs­tünlüğü, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, yargı bağım­sızlığı ve yargıç güvencesi arasında sıkı bir ilişki var. Yolsuzluğun olduğu yerlerde diğerlerinin varlık şansı ola­mıyor. Av. Orhan Eraslan - HUKUK DEVLETİ VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Sayfa 47
Cumhuriyetimizi kurucu değerlerine ve Ana­yasa' daki niteliklerine yeniden kavuşturmak için 'hukuk devleti' kavramı kilit önemdeyse, 'yolsuzlukla mücadele' de bu kilidin anahtarıdır. Av. Orhan Eraslan - HUKUK DEVLETİ VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Sayfa 44
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.