kitap okumak kadar almayı da seviyorum.Son yıllarda ne yazıkki ikinci el kitap almanın daha avantajlı olduğu kanaatine vardım.Yeni çıkanlar çok pahallı geliyor bana.Artık eskisi gibide okuduklarımı çok fazla elimde tutmuyorum
"Bilekleri kesmek falan hikaye, hic umudunu kestin mi? Ben kestim. Sanki kanamasi durmak bilmeyen hayat damarlarindan birini kesmissin gibi. Kanamasi durmuyor ve her saniye daha cok acitiyor. Daha kötü olan ne biliyor musun? Ölmüyorsun..." Bu sözlerin kime ait oldugunu bilmiyorum ama herkesin hayatinda bir dönem geliyordurki bu sözlerde ifade edilenleri hissediyordur... Hayat acimasiz deriz, fakat gercek olan ise, hayatin degil insanlarin acimasiz oldugudur ne yazikki. Allah hic kimseyi vijdansiz insanlarla sinamasin.. Bütün kitap sever arkadaslarima hayirli aksamlar diliyorum...
Reklam
Şikayetim var arkadaş... Rahatsızlık duyuyorum! 1000kitap'a giripte alıntılara bakmak istediğimde sayfalar dolusunca aynı okurun alıntılarını görmekten son derece rahatsızlık duyuyorum.. Takip ettiğim okurların paylaştıklarını zaten anasayfamda görebiliyorum, fakat takip etmediğim okurların paylaştıklarını iletiler http://1000kitap.com/iletiler ve
Anna Frank'ın Hatıraları ya da ginlüğü diye geçen filmi izledim az önce.İçim burkuldu ,derinden yaşadım fazlasıyle filmdeki görsellik başka ama kitaptaki cümleler daha hissedilir kılar duyguları bence.Kİtabını okumadım ama bence okunmalı:) filmden bir kıssayı şöle anlatmak istiyorum sizlere: " Genç kız(anna frank) kağıt kalem diye yalvarıyordu,açlık umrunda değildi.Ne takdire şayan bir yazarlık abidesidir ki hepimize örnek olmalı bence.Annesi sırf kızına kağıt kalem tedarik etmek için kendi ekmeğini veriyordu.Ve ne yazıkki (afedersiniz ama) aptal gardiyanın sözleri şöyle: " Üç kere daha bana ekmeğini verirsen olur.Bu çok az." Zaten esirlere verilen ekmek birkaç dilim anca:(( İşte bu kadar içler acısı durumda insanlar ayakta kalmaya çalışmış . Biyografi sevenler için fevkalede öneriyorum
Hani çocukluğunuzun geçtiği bir sokağa , bahçeye gittiğimizde bahçeyi sarmaşıkların her tarafı sardığını görürüz yada sokakları tatsız /tuzsuz ruha bürünmüş görürüz ne yazıkki hayatımızda çok değer verdiğimiz kişiler çocukluğumuzun geçtiği sokak ve bahçeye dönmüşler ! tatsız /tuzsuz ruhlar sarmaşık gibi tüm zihinlerini sarmışlar..niye ki?
Kadın sustu, adına sinsi dediniz Sanki siz melektiniz. Kadın güldü, hafif dediniz Sanki siz ahlakınızı kiloya vurmuştunuz. Kadın konuştu, geveze dediniz Sanki siz çok oturaklıydınız. Kadın giyindi, tahrik etti dediniz Sanki siz çarşaf giyen kadına tecavüz etmediniz. Kadın baktı, kaşı gözü oynak dediniz Sanki her gördüğü kadına dansöz gibi oynayan siz değilsiniz. Kadın evet dedi, çantada keklik dediniz Kadın hayır dedi, kendini beğenmiş dediniz Kadın sevişti, namusun kirlendi dediniz Erkek sevişti, elinin kiri yıka geçer dediniz Diye diye kadının ömrünü yediniz !. Ve ne yazıkki sizi doğuranda o kadındı, Bunu hiç bir zaman anlamak istemediniz... N.İsler
Reklam
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
İyi bir kitap incelemesi nasıl yazılır? Sayın 1000kitap sakinleri sitenin kolonlarını oluşturan bir şey kitap incelemeleri. Malum hiç siteyi bilmeyen biri bile araştırma yapmak istediği bir kitabı Google amcada aratıp 1000kitaba girip araştırma yapmak istediği kitapla ilgili incelemeleri okuyabilir. İşte bu yüzden kitap incelemeleri çok önemli
967 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.