Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Asr suresi
Bismillahirrahmanirrahim "Vel asr, innel insane le fi husr. İllellezıne amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr." Sadakallah Resulullah'ın ashabından iki kişi birbiriyle karşılaştıklarında biri diğerine Asr Suresi'ni okumadan, sonra da biri diğerine selam vermeden ayrılmazlarmış. Asr Suresi
O zaman umutsuzluğa kapılsaydım da kararlılık göstermeseydim ne olacaktı?... Yarın, her şey bitecek, yarın!... 1867 SON.
Sayfa 291
Reklam
"Nasıl olur hocam, daha geçende yaşıyordu!" :))
"Yok hocam, ben dizilerden öğrenebiliyorum, sorun olmuyor benim için. Mesela geçende Pargalı İbrahim Paşa'nın Mısır'a gidip, oradaki ayaklanmayı bastırdığını öğrendim! Müthişti! Bilmem anlatabildim mi?" "Tarihte Pargalı İbrahim diye biri yok Beyefendi!" diye kükredi Profesör "Makbûl İbrahim Paşa var! Adam öleli neredeyse beş yüz yıl olmuş, hâlâ kimdir nedir bilmiyoruz!" "Ne, Pargalı İbrahim öldü mü?” diye heyecanla bağırdı Ahmet Yılmaz. "Nasıl olur hocam, daha geçende yaşıyordu!"
Sayfa 99 - TimaşKitabı okuyor
Kesinlikle..Kalbimi bırakıyorum buraya;
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun." -"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" _"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Kümülatif Etki Söz Konusudur Travma sonrası semptomlar bir gecede meydana gelmezler. Donma tepkisinin semptom göstermesi ve kronikleşmesi aylar sürer. Ne yapacağımızı biliyorsak, o zaman, aşırı bunaltıcı ola- ya dair tepkilerimiz semptomlara dönüşüp yerleşmeden önce bu tepkilerimizin yarım kalan fizyolojik kısmını çözmek için yeterli süremiz olur. Çoğumuz ise, ne yapacağımızı bilmeyiz, hatta yapılabilecek bir şeyler olduğunu bile düşünemeyiz. Böylece birçok insan bunaltıcı ve boğucu olaylardan sonra travmaya dair kocaman, yenilip yutulmaz bir parçayı da yan- larında taşıyarak yollarına devam etmek zorunda kalır. Birbirini takip eden her bir donma çözülme deneyimi tek bir fark dışında fizyolojik düzeyde asıl deneyimle aynıdır. Her donmayla birlikte, durumla baş etmek üzere davet edilen enerji miktarı artar ve yeniden donmanın kümülatif etkileri de böylece birikir. Yeni enerji durumu daha çok semptomun oluş- turulmasını gerektirir. Donma tepkisi kronikleşmekle kalmaz, yoğunlaşır da. Donan enerji biriktikçe, çaresizlik içinde onu kapsamaya çalışan semptomlar da birikir.
Neo-korteksimiz bize hareketsizliğin ölüme benzediği bilgisini verir. Ölüm ise insanların şiddetle kaçın- dığı bir deneyimdir. Hayvanların onları engelleyen böyle bir farkındalıkları yoktur; onlar için yaşam ve ölüm bir sistemin, üstelik tamamıyla biyolojik bir sistemin parçalarıdır. İnsanoğ- lu ölümün ne demek olduğunu anlar ve dolayısıyla
Reklam
Allah'a binlerce şükredelim ki ulusumuz, ruhundaki kahramanlık azmiyle tarih boyunca süregelen hayat ve varlığını ne kadere, ne de böyle zalimce kararlara hiçbir zaman kurban etmeyecektir
Tanrım ne zaman anlamaya başlayacağım bu insanların dilinden?
Onu omuzlarından yakalamak istedim. Ne yaparsan yap, demek istedim, aşırı mutlu olma. O zaman başından aşağı ateşler yağar. Bir şey söylemedim. Bıraktım dans etsin.
❝ Bir Kalbiniz Vardır, Onu Hatırlayınız..
İsmet Özel’in çok sevdiğim bir şiiri şu dizelerle bitiyor: “Herkesin bir bahanesi var, senin yok / biraz bekleyebilirsin, daha sonra / burada kalamazsın, başa dönemezsin / ama dön / eve dön! şarkıya dön! kalbine dön! ... Ev deyince hepimiz yanından dere akan, yaz kış bacası tüten o tek katlı yapıyı resmediyoruz hâlâ. Eski şarkılarımız yenileri
Sayfa 18 - E-KitapKitabı okuyor
Reklam
"Hayır, özgür değilsin," dedi. "Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun. İpi koparmadın mıydı da..." Zorba'nın sözleri, içimdeki açık bir yaraya dokunup acıttıkları için inatla, "Bir gün koparacağım!" dedim. "Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep ya hiç! Ama sende beyin var ve seni bu yiyecek. Aklın bakkal senin, defter tutuyor, bu kadar verdim, bu kadar aldım; kâr şu kadar, zarara bu kadar diye yazıyor. Yani, iyi bir sahip, her işi sermiyor, her zaman arkayı kolluyor. Hayır, ipi koparmıyor rezil, onu sıkı sıkı elinde tutuyor, kaçırırsa mahvoldu demektir zavallı, mahvoldu demektir! Ama, ipi koparmadıkça, hayatın ne tadı vardır, söyler misin bana? Papatya papatyacıktır; rom değil ki dünyayı altüst etsin!"
Sayfa 336 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Günebakan Tarlası
Dedesinin büyük ayaklarına bakıp böylelerine ne zaman sahip olacağını hayal etmeye çalışırdı. Bilmezdi onlar büyüyünce kalbinin küçüleceğini.
Sayfa 43 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
"Santur mu? Demedik mi patron? Santur keyif ister. Bir ay sonra, iki ay, iki yıl sonra çalacağım belki; ne bileyim ben!.. O zaman da, bir daha buluşmamacasına ayrılan iki insanın şarkısını söyleyeceğim.
Sayfa 335 - Can YayınlarıKitabı okuyor
"George dikkatlidir. Başına hiçbir iş gelmez. Bugüne kadar hiç yaralanmamış, çünkü çok dikkatli." "Her neyse, sen yalnızca öyle olduğunu farz et, dönmeyeceğini düşün. O zaman ne yaparsın?" Lennie'nin yüzü korkuyla büzüldü. "Bilmiyorum," dedi. Sonra, "Hey, söylesene sen ne yapmaya çalışıyorsun?" diye bağırdı. "Bu doğru değil ki. George'un yaralandığı doğru değil." Crooks onun üstüne gitti. "Ne olacağını söyleyeyim mi? Seni tımarhaneye koyarlar. Boynuna da köpeklerinki gibi bir tasma geçirirler."
Her işimiz ters gittiği zaman, ruhumuzun karşı koyuşu ve değeri olup olmadığını denememiz ne mutlu şeydir!
Sayfa 327 - Can YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.