MERASİMLER ÇOCUKLARA ŞAHSİYET KAZANDIRIR
Çocukların zaman zaman dinimizce meşrû görülen bir surette icrâ edilen mevlid, düğün, nişan gibi merasimlere götürülmeleri, onların ruhî ve ictimâî (psikolojik ve sosyal) olarak yetişmeleri bakımından büyük ehemmiyet taşır. Merasimler sayesinde çocuklar, sosyal münasebetlere alışmış, üzerlerine düşen vazifeleri büyüklerinden öğrenmiş
Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri! Sadece, beyni zonk zonk sızlayanlardan biri! Bakmayın tozduğuma meşhur Bâbıâlide! Bulmuşum rahatımı ben de bir tesellide. Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası! Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası? Evet, kafam çatlıyor, gûya ulvî hastalık; Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık. Büyük meydana
Reklam
Sabah bir fincan kahve içerken denizin hırçın zaman zaman uslu durup sakinleştiğini izlemek ne güzel.
Zariftir hayat: kendi değerini bilirsen zarif yol çizersin. Zarifliği bir kenara koyup kaba tutum sergilersen kendine ve muhakkak etrafında olan bitene, hayatın sana ne kadar kaba görünmeye başladığına da şahit olursun. Kaba yapıda insanlar yok mu ? Elbette her zaman ve her yerde her alanda muhakkak olacak. Aynı ölçüde davranmak yerine sen olmayı seçtiğin zaman olumsuz ve istenmeyen durumlardan çok nadir zarar görürsün.
Binlerce aç insanın karnını doyurabilecek, binlerce yetimin yüzünü güldürecek denli çok parayı, nasıl! ne zaman! hiç utanmadan! hesapsızca! yalnızca kendi hoşnutluğunuz için harcadınız? Her şeyin tek ve gerçek sahibinin yalnızca Yüce Tanrı olduğunu nasıl unuttunuz?..
Amin Maalouf
Amin Maalouf
Ne garip değil mi? Bizim olmayanları istediğimiz için sürekli bir arayışta gönlümüz. Ve bizim olmayanları istediğimiz sürece, ömrümüzün sonuna kadar bitmeyecek arayış olan öykümüz. Sürekli bekleyip, sürekli daha fazlasını isteyeceğiz. Gönlümüze bir ömür, inişli çıkışlı bir pay biçeceğiz. Peki elimizde olanlarla mutlu olmayı denedik mi hiç? Bizi sevenlerle ve bizim sevdiklerimizle mutlu olmayı denedik mi? Yetmez mi sanıyoruz acaba bir kişinin gönülden sevmesi. Akşam sofraya oturduğumuz zaman bir tabağın bize ayrılması, başımızı koyacak bir yastık ve bir sohbette bize de pay düşmesi yetmez mi bize? Bir dost üstlenmez mi gönülden tüm derdimizi, bir kitap veya bir şiire dökemez miyiz şu taşmış içimizi? Öyle olmalı ki insan; Seçeceği her şeyi iyi bilmeli. Kalbine soktuğu her neyse rahatsız etmemeli. Öyle işlemeli ki ömrüne, ileride keşke dedirtmemeli. Öyle olmalı ki insan; Karşısındakine bir ömür yetmeli. Âşk'ı, sevgisi, şefkati ve merhameti onun üstüne sinmeli. Değer verdiği insanı hep kendinden önce görmeli. İnsanım diyebiliyorsak eğer, karşımızda da insan olması için dua etmeliyiz. Ama her şeyden önce, "insanım" diyebilmeliyiz...
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.