Oblomov ~ İvan Aleksandroviç Gonçarov
Merhaba, Oblomov ile geldim bu sefer. Oblomov’u okuma sebeplerimden biri de Tutunamayanlar’a hazırlık yapmaktı.. ve iyi ki okudum dediğim kitaplardan biri oldu. Hatta ben seni bu zamana kadar neden kitaplığımda beklettim dedim. Bir klasik olarak bir solukta okunabilen bir kitap aynı zamanda inanılmaz derecede akıcı ve keyifli, ilgi çekici ve sürükleyiciydi. Sayfa sayısından gözünüz korkuyorsa korkmasın uzun yıllar sırf bu yüzden elime almamıştım ama çok yanılmışım.
Oblomov, hayatı boyunca çalışmamış, kendi işlerini bile bir başkası yaptırmış bir adam. Hayatın içine karışamamış, hayatla arasi acik olan, tembel, hiçbir şey üretmeyen, her şeyi boş veren, hazırcı, uyuşuk, ukala, yerinden kıpırdamaktan bile kaçan, bezgin, halsiz, tembel bir karakter. Stoltz ise onun tam tersi bir karakter. Çocukluğundan beri çalışan, üreten hayata kendini hazırlamış insan ilişkileri kuvvetli bir adam. Oblomov’un elde edemedigi refah ve mutlulugun sahibidir. Oblomov kaybederken Stoltz kazanandır burda.
Bilinçli olarak oluşan tembellik haline oblomovluk adı veriliyormuş. Siz siz olun oblomovluk yapmayın diyorum İnanılmaz akıcı, güzel bir klasik okumak istiyorsanız hiç bekletmeden başlayın derim. Tavsiye etmesi benden okuması sizden o zaman
Oblomov her ne kadar evden çıkmayı sevmese de ben onu gezmeye çıkardım
Sevgiler
.
.
“Ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım ya da bu hayatın değeri yoktu. Daha iyisini de bulamadım, göremedim, kimse de göstermedi. Sen bir gelip bir kayboluyordun, tıpkı parlak hızlı bir kuyrukluyıldız gibi; bense her şeyi unutuyor, ağır ağır sönüyordum.”