Sarışın hanım, kısadan uzunca, uzundan kısaca, nispeten orta boylu, zarif yapılı, yürürken ansızın durur, dururken birdenbire hareket eder, döner döner arkasına bakar, hani şu: Ahú zi tu amuht behengâm-ı devíden Rem gerden ü üstaden ü vapes nigeriden Meşhur sözünde tarif olunan alımlı edaya sahip bir nazenindi. Saçları; şimdiki boyaların verdiği kızıl renkte değil, gayet açık tabii sarı, gözleriyse tabiat nakkaşının güzel olan bir hatası olmak üzere mavi değil de tahrirli koyu sarı, kaşlar: kumral, siması vücudunun narinliğine nispeten dolgunca, burnuysa çehrenin dolgunluğuna nispeten incerek, "çekme" tabir olunan biçimde, ağzı şairlerin tasavvur ettikleri görünmeyecek küçüklükteki noktanın derecesinden beş on bin defa büyük, fakat yine alelade küçüktü. Bu vasıflarıyla epeyce güzel denilen sarışın hanımın en büyük, en tesirli güzelliği, bakışıyla dudaklarındaydı. O bakışta bilmem ne hiddet vardı ki, dikilip durduğu vakit baktığı gözlerden akan bir şimşek gibi nüfuz ederek ta cana ulaşır ve harikulade güç ve ateşi karşısında yürekleri tir tir titretirdi. O dudaklarda bilmem ne kuvvet vardı ki, nazik söz veya zarifane tebessümle hareket etmeye başladığı zaman hasret bakışlarıyla türlü türlü manalar arz eder ve bu manalar huzur ve tahammülü kavururdu.
KAZANMA KUŞAĞINDA KAYBETTİĞİMİZ TÜRKÇE
Yazıma başlamadan önce Türkçe konusunda hassas ve dikkatli olan herkese en derin sevgi ve selamlarımı sunarım. Güzel Türkçe’mizde günlük konuşma ve yazmada yapılan bariz hatalara geçmeden önce yaptığımız Türkçe öğretmenlik mesleğinin kutsiyetini ifade eden üstadlarımızdan birkaç söz ile başlamak istiyorum. Onlar ki hayatlarını bu dilin
Reklam
456 syf.
4/10 puan verdi
Kitabı yoğun övgüler üzerine okumaya karar verdim. Genel anlamda güzel bir kitap. Özellikle serüven sevenler için ideal bile denilebilir. Aslında en çok ilgimi çeken kısmı ismiydi; ŞİBUMİ. Ancak ilk eleştirim ismi üzerine olacak. Şibumi kitabın 84.sayfasında şu şekilde tanımlanıyor; “Bildiğin gibi şibumi, sıradan, olağan görünümlerin altında yatan
Şibumi
ŞibumiTrevanian · E Yayınları · 20238.1k okunma
Fransız sefaretinde en sık görülen Türkler, Dışişleri Bakanı Alî Paşa ile Fuad Paşa'ydı. M. Tlıouvenel ile yakın dostlukları vardı. Âlî Paşa önce Paris, sonra Londra sefiri olmuş, birçok kere sadaret makamında bulunmuş, Paris'teki Kongre'de Türkiye'yi temsil et­ mişti. Bu devir Türkiye'sinin en değerli devlet adamla­
197 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Sevginin değerini ve gücünü anlayabilecek olana zarif bir eser tarifi vermek istiyorum. Hayat keşke, sadece bizim yaşadığımız pencereden bakabileceğimiz bir kadraj olsaydı. O zaman belki az delirirdik. Çünkü delirme halleri sadece tek taraflı belirmez. Onca Yoksulluk Varken, madalyonun öteki yüzünü yansıtıyor. Varlığını teyit etmek
Onca Yoksulluk Varken
Onca Yoksulluk VarkenRomain Gary (Emile Ajar) · Agora Kitaplığı · 20093,373 okunma
25 öğeden 21 ile 25 arasındakiler gösteriliyor.