Necid çöllerinden
youtu.be/Gmb6SBv9wn4 Yâ Nebî, şu hâlime bak!  Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın;  Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın!  Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum;  Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum.  “Tahammül et!" dediler... Hangi bir zamana kadar?  Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var!  Gözümde tüttü bu
Necid Çöllerinden Medîne’ye
Fezâyı dolduran eller ki Hakk’a yalvarıyor; Yarıp da loşluğu bir müttekâ-yı nûr arıyor! Bu başka başka lisanlar, bu herc ü merc âvâz, Birer niyâz idi Mevlâ’ya... Hem de aynı niyâz! Evet, şu önde duran ihtiyar Serendibli, Ya arka saflara düşmüş zavallı Mağribli; Dalıp dalıp gidiyorken semâ-yı merhamete, Gerek bu âleme âid, gerekse âhirete, Ne istesin ki, berâberce ben de istemeyim? Şu ben ki... Her birinin ayrı ayrı kardeşiyim. Ezelde kaynaşan ervâha ayrılık var mı? Cihan yıkılsa bu vahdet yerinden oynar mı?
Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy
Reklam
Necid çöllerinden Medine’ye şiiri Akif’in en güçlü şiirlerinden biridir. Çölü bütün yakıcılığıyla şiirine sokmuş, ufak bir kaydırmayla tabiat serabını sosyal seraba ustaca çevirebilmiştir. Şiiri okurken bir serab dünyasına gireriz. Gözümüzün ufkunda ışıltılı vahalar uçuşurken göğdemizi bunaltıcı hava, ayaklarımızı kızgın kum yakar.
Necid çöllerinden
Yâ Nebî, şu hâlime bak!  Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahranın;  Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın!  Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum;  Gerildi karşıma yıllarca ailem, yurdum.  “Tahammül et!" dediler... Hangi bir zamana kadar?  Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var!  Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak;  Önümde
Necid çöllerinden Medine'ye...
Ya Nebi, şu halime bak! Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın, benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicrânın... youtu.be/hlcSx4R8tf8