Osmanlı Devleti Dağılma Dönemi
Derken Mısır ve Mehmed Ali Paşa meselesi... Mısır'ı iktisadî bakımdan İhya eden Mehmed Ali, askerî noktadan da gerçek ordu teşkilâtının ne demek olduğunu göstermiş ve Fransız usulü talim ve terbiye ettiği "Cihadiye"leriyle, ikinci Mahmud'un yapamadığını yapmıştı. Artık Mısır Valisi devlet içinde devlettir ve kuvvet tasarrufu noktasından, tâbi bulunduğu koca devletten daha kuvvetlidir.
Gençlik... Gelip geçti... Bir günlük süstü; Nefsim doymamaktan dünyaya küstü. Eser darmadağın, emek yüzüstü; Toplayın eşyamı, işim acele!
Reklam
HUSREV- Biz, bu dünyada her şey, Allahın birer meczûbuyuz. O, Allah, kemâllerin kemâli. O noktaya tutkun, bilerek bilmiyerek ondan onu istiyoruz. Bu yolu açan, bu ateşi bizde yakan da o, biz değiliz. Biz Allahın muradı nisbetinde kemâline bürünebiliriz. Fakat o, Allah olabilir miyiz? (Mansur, sür'at ve hayretle ellerini yüzüne götürür. Yüzünü kapar.) HUSREV - Allah gâyedir. Her varılan şey gâye olabilir mi? Yollar uzun, yollar sonsuz, yollar açık... Bilerek bilmi- yerek Allaha doğru yol almak vardır, varmak yoktur. Varabildiğimiz hiçbir şey, hiçbir ufuk Allah değildir. Allah sonsuzluktur. Hiç sonsuzlukla boy ölçüşmek olur mu? Hiç adetler, milyonlar ve milyarlar sonsuzlukla yarışabilir mi?”
Sayfa 133 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
“Yaşamıyoruz. Resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşamıyoruz.”
Sayfa 112 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
“Duygu cevherinden bu kadar nasipsiz olmayı kavrıyamıyorum.”
Sayfa 83 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
"Yıkılan sarayından tek bir nakış kalmadı; dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı." Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
“Doğru! Bu, ne kadar çok isteyen, verilemeyecek, bulunamayacak kadar çok isteyen, doyurulamayacak kadar aç, okşanamayacak kadar sinirli ve hodgâm bir ruh. Bu ruh insanın dış ve ön benliği içinde öyle bir ikinci «ben>> yapıyor ki, bu «ben», iyi kötü her şeye düşman ve yabancı kalıyor.”
Sayfa 76 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Hoca bir ara zeytin satmağa heveslenmiş. Bir küfe zeytin alarak pazarda satmağa başlamış. Kadının biri zeytin küfesine yaklaşıp fiatını sormuş ve pahalı bulmuş. Hoca: -Hele bir tane ye de tadına bak!.. Demiş. Kadın: -Baksam ve beğensem bile peşin para ile alacak değilim. Deyince hoca: -Canım, sen yabancı mısın? Rahmetli kocanla dostluğumuz vardı. Ne olacak, sonra verirsin parasını! Lakin şu zeytinden bir tane tat da gör!..Demiş. Kadın ise nazlanmakta devam etmiş: -İmkânsız, bugün oruçluyum. Üç yıl önce ramazanda hastalanmıştım da bir hafta oruç tutamamıştım. Bu günlerde o borcumu ödüyorum. Bu söz üzerine Hoca, başını sallamış: -Haydi güle güle git! Ben vazgeçtim bu alış verişten. Zira Allah'a olan borcunu üç yıl sonra ödeyen bir kimse, kulun zeytin borcunu kim bilir ne zaman verir!.. Demiş...
“Allahtan mahrum olan neye maliktir; Allah’a malik olan da neden mahrumdur!”
Ne güzel demiş; Necip Fazıl Kısakürek "Aşk,hevesin bitene kadar. Sevda ise nefesin yetene kadar..
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.