Urgan soyadına gelince, onu kendim isteyerek aldım. On sekiz yaşını geçtiğim ve bekâr olduğuma göre, istediğim soyadını alabilirdim. (Böyle güzel özgürlükler vardı Mustafa Kemal döneminde.) Bizim aile aşırı bireyci olduğundan, herkes ayrı ayrı soyadları aldı. Örneğin, teyzemin iki oğlu, anne baba bir kardeş olmalarına karşın, aynı soyadını almaya yanaşmadılar. Annemle dayım da değişik soyadları seçtiler.
Şimdi şu Urgan soyadını bana kimin önerdiğini söyleyince, küçük bir şok geçireceksiniz: Necip Fazıl Kısakürek! Evet, iyi bir şair ve yetenekli bir oyun yazarı bildiğiniz, henüz dinciliğe soyunmamış olan, bizim arkadaş grubundan Necip Fazıl Kısakürek! "Çalışkan", "Erdemli", "Ulugönüllü" gibi manevi anlamlar taşıyan bir soyadı değil, içinde çok sevdiğim U harfi bulunan bir nesne adı istiyordum. Necip Fazıl, "Urgan'ı seç" dedi."Urgan da ne demek?" diye sorduğumda, Anadolu'da ip anlamına geldiğini açıkladı ve kahkahalar atarak, "solculuğundan ötürü günün birinde nasıl olsa asılacağın için, bu soyadı sana ayrıca uygun" diye ekledi.
Bakın Necip Fazıl Kısakürek insana hayatın değerini hatırlatan bir sözünde ne diyor:"
Çok sıkıldıysan hayattan,bir mezarlığa git.Ölüler iyi bilir yaşamak güzeldir."