Hem hiç mümkün olur mu ki bu kâinatın sahibi, şu kâinatın tahavvülatındaki maksat ve gaye ne olacağını müş'ir tılsım-ı muğlakını hem mevcudatın "Nereden? Nereye? Necisin?" üç sual-i müşkülün muammasını bir elçi vasıtasıyla açtırmasın?
Ateş böceğinden daha sönük kafa fenerinle nasıl şu güneşlere karşı gelebilirsin? Onlardan istiğna edebilirsin? Üflemekle onları söndürmeye çalışırsın? Tuuuh, tuf, senin o münkir aklına! Nasıl o iki lisan-ı gayb ve şehadet, bütün âlemlerin Rabb'i ve şu kâinatın sahibi namına ve onun hesabına söyledikleri sözleri ve davaları inkâr edebilirsin? Ey bîçare ve sinekten daha âciz daha hakir! Sen necisin ki şu kâinatın Sahib-i Zülcelal'ini tekzibe yelteniyorsun?
Filmci 🍿
Kitapçı 📚
Dizici 📽
1Kcı 📖
Dinlenmeci 🛌
Şarkıcı 🎶
Telefoncu 📱
Hobi söz yazarı 📑
BEN: 📖, 🎶, 📽️ ve 📑
Dizi=Lucıfer, The 100
TV dizisi=Kırmızı Oda, Mucize Doktor
Şarkıcı=Ozbi, şanışer, Müslüm (BABA)
1Kcı=yorum yapmak
🤗🤗🤗
Görüşlerimiz farklı olabilir; düşüncelerimiz, inancımız, ırkımız da. İnsanız hepsinden öte. Bir felakette bunların hepsini geride bırakıp ne’cisin , kimsin ? diye sormadan birlik olup acımızı paylaşıyoruz , kenetlenip bir oluyoruz büyük bir dayanışma içine giriyoruz hiç tanımadığımız bilmediğimiz insanların yardımına koşuyoruz yalnız olmadıklarını gösteriyoruz çünkü insan olmak bunu gerektiriyor. Peki soruyorum şimdi ille bir felaket mi olmalı bunun için? Neden her şey güllük gülistanlıkken bunu beceremiyoruz? Sen şu’cusun , sen bu’cusun deyip birbirimiz yiyeyerek insanlığımızı unutuyoruz? Birbirimizden çalıyoruz ,haklarımızı gasp ediyoruz ,üç kuruş fazla kazanacağız diye yaptığımız işlerden çalıyoruz , insan hayatını hiçe sayıyoruz , yaptığımız işlerin hakkını vermiyoruz?
Yıllarca çalışıp başımızı sokacağımız bir evimiz olsun diye didinip durduk ama şimdi o evlerin hepsi mezarımız oldu ne için aç gözlülüğümüzü doyumsuzluğumuzu tatmin etmek için doydunuz mu şimdi vicdanınız rahat mı? Umarım bu yaşadığımızı unutmayız da şu an olduğu gibi bu dayanışma bu birlik beraberlik sonsuza dek devam eder. Zor günde el ele verdiğimiz gibi o zor günlere gelmeden iyi insan olabilmek ümidiyle.
▪Necisin?
▪Nereden geliyorsun?
▪Nereye gidiyorsun?
Elcevap:
Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levazımatı tedarik etmekle mükelleftir.
Eğer istersen gel Asr-ı Saadet’e, Ceziret-ül Arab’a gideriz. Hayalen olsun onu vazife başında görüp ziyaret ederiz. İşte bak: Hüsn-ü sîret ve cemal-i suret ile mümtaz bir zâtı görüyoruz ki; elinde mu’ciznüma bir kitab, lisanında hakaik-aşina bir hitab, bütün benî-Âdeme, belki cin ve inse ve meleğe, belki bütün mevcudata karşı bir hutbe-i ezeliyeyi tebliğ ediyor. Sırr-ı hilkat-i âlem olan muamma-i acibanesini hall ve şerh edip ve sırr-ı kâinat olan tılsım-ı muğlakını fetih ve keşfederek, bütün mevcudattan sorulan, bütün ukûlü hayret içinde meşgul eden üç müşkil ve müdhiş sual-i azîm olan “Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” suallerine mukni, makbul cevab verir.