Karaya Atılan Olta: Eminönü Balıkçıları
B uradaki balıkçılar, denize değil de karaya açılmış, oltalarını karaya atmış gibidirler. Denizdeki balıkçılardan bir farkları da şudur ki, bunlarda sabır yoktur. Sürekli bir hareket b ve sabırsızlık hâlindedirler. k Neden olmasınlar ki? Denizin içinde sürü sürü balıklar görülmeyebilir fakat burada, etraflarından sürü sürü balıklar, gözlerinin
Günün birinde adamın bir Ebu'd- Derda'ya geldi, peşi sıra sorular sormaya başladı. Bir kaçına cevap verdi Ebü'd- Derda ama adamın susacağı yoktu. Soru üstüne soru yağdırdı: şu nasıl, bu nasıl, niye böyle, neden böyle... En sonunda Ebu'd- Derda dayanamadı ve dedi ki: "Sen sorduğun ve cevabını aldığın her soru ile amel ediyor musun?" Adam "Hayır, sadece öğrenmek istiyorum, merak ettiğim de!" diye yanıtladı. Ebu'd-Derda devam etti: "Madem amel etmiyorsun, o halde neden delilleri kendi aleyhine çoğaltıyorsun. Yarın Allah sana sormayacak mı bildiğin halde neden amel etmedin diye?" İşte bu sahabece bir hassasiyettir. Öyle ya madem amel etmeyeceksin ne diye sorup duruyorsun. Bu sözler aslında bize ne kadar önemli mesajlar verir, değil mi?
Reklam
"Sevgili D, bugün yine terk edildim. Uzun zaman geçti biliyorum, alışmam gerektiğini biliyorum ama yine de canım ne zaman o kadar çok yansa hâlâ sen oradasın sanıyorum. Başımı kaldırıyorum, canım o kadar çok acıyor ki o an düşünemiyorum, sadece aklıma sen geliyorsun, gözlerim etrafta seni arıyor. Her defasında bulacağımı sanıyorum. İstediğim tek şey koşmak, koşup sana sarılmak. İyi hissetmeyi hatırlamak istiyorum. Ya da daha kötü hissetmeme yardım etmeni. Sadece tüm bunlarla baş edemiyorum ama bunu kimseye söyleyemem. Onların beni gördüğü gibi iyi olmalıyım ama iyi değilim. Birinin bunu görmesine ihtiyacım var. Sevildiğim bir ana ihtiyacım var. Sevildiğimi hatırladığım bir ana. Bunu ne zaman istesem aklımda sadece senin gözlerin beliriyor. Birbirimizi sevmek milyonda bir olan bir başarısızlıktı. Şimdi anlıyorum. Neden artık bir arada olamadığımızı."
“ Dünyadaki hiç kimsenin bugün mutsuz ya da bedbaht olması için bir neden yok; her şey için panzehir var… “( Ölümün güçlü inkarı)
Vah vah :D
Eğer bir insan diğerlerini küçümsüyorsa, aslında küçümsenmekten korkan ve kendisini küçük gören biridir. Baş­kalarını güçsüz bırakmak için güç kazanma çabasında olan biri ise aslında başkalarına güçsüz görünmekten ya da güçsüz yön­leriyle yüzleşmekten korktuğu için böyle bir mekanizma geliş­tirmiştir. Amaç güç ya da saygınlık kazanmak değil, düşmanca duygulara boşalım sağlamaktır. Dolayısıyla, kazandıklarının onlara sağladığı doyumu yaşayacakları yerde sürekli tedirgin­dirler; suçluluk ve değersizlik duygularından kurtulamaz, yakın ve sıcak ilişkiler kuramadıkları için giderek yalnız kalırlar. Yal­nızlıkları düşmanca amaçlarını daha da kamçılayacağından gi­derek hızlanan bir kısırdöngünün tutsağı olur, istediklerini elde ettikleri halde neden mutsuz olduklarını anlayamazlar.
"İnsan, sorunlarına kendisinin dışındaki bir gücün ya da aracının neden olduğuna inandığı sürece terapinin bir etkisi olamaz. Öyle ya, eğer sorun dışarıda bir yerdeyse neden insanın kendisini değiştirmesi gereksin?"
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.