Kemal Varol'un daha önce bir kaç şiirine denk gelmiş sevmiş idim... Haw ilk okuduğum romanı ve haliyle kitabı.
Daha da okumam zaten... Ama okuyabilirim de bilmiyorum.
Kitap benim beklentimin tam tersi istikametteydi. Açık konuşmak gerekirse bir köpeğin gözünden fabl türü okuyacağımı sanmıştım. Hayvanlar çerçevesinde kurulan hikaye ve romanları
İsmiyle müsemma olmayan, okurken huzuru değil tam tersi huzursuzluğu bulacağınız bir roman.
Evet, bu bir huzursuzluğun romanı. Derinlik ve üslubu iyi olduktan sonra sıradan bir konuyu bile 1000 sayfa okuyabilirim. Fakat bu saçma aşk ekseni, ağır şiirsel anlatım ve hikayeyi bölen eski müzik övgüleri, eserin okunmasını zorlaştırarak beni de kitaptan
..............👤 MY 👤 TALK 👤 BOX👤.............
100/1️⃣0️⃣0️⃣ PROFİLLERDE “Paylaştığım alıntılar onlara katıldığım anlamına gelmemektedir.” ŞEKLİNDE bilgilendirme notlarına rast geliyorum. 🤔 O halde, alıntılarınızı yorumlayın yanlış tanınmak istemiyorsanız. Yorum alanı diye bir şey var çok şükür. Böylelikle sadece yazarlara hizmet etmemiş ve
Sâsânî Hükümdarı Şah Şehriyâr, karısının kendisini aldattığını öğrenir ve bu duruma çok öfkelenir ve karısını idam ettirir. Şah Şehriyâr, daha sonra tüm kadınların sadakatsiz, nankör olduğuna inanmaya başlar. Hiçbir kadına güvenmediği için ülkedeki tüm bekar genç kızlarla evlenip ertesi gün o kızları idam ettirir. Şah Şehriyâr ülkede ki bütün
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
-------------------
Mıknatıs ne yapsan sırra kadem basan komşularımla tuhaf geçen haftanın kelimelerini topluyor. Deniz hâlâ yalpa vurarak salınan sakinliğini koruyor. Kimse birdenbire azgın dalgalarla taşarak üstlerine gelmesinden korkmuyor. Yer titremiyor, kasırga çatıları uçurup, ağaçları yerinden sökmüyor. İstanbul, sakin ve huzurlu bir halde
Gülseren Budayıcıoğlu 'dan okuduğum ilk eser oluyor. Açıkçası yazarın eserlerinin bir anda çok popüler olmasından dolayı biraz önyargılıydım ama bu eser önyargılarımı tamamen kırdı diyebilirim. Çok büyük beklentiyle başlamamıştım ancak geçekten bayıldığım bir eser oldu. Bende iz bırakan sayılı kitaplar arasına girdi. Daha önce bu iz bırakan eserler çok çok
Mine Söğüt’ün okuduğum ilk romanı olan “Başkalarının Tanrısı” kitabını sizler için değerlendirmek istiyorum.
Kitap Nisan 2022 yılında basılmış yeni bir kitap.
Mine Söğüt’ü Instagram’da takip ediyordum. Fakat nedense yazın dünyasına karşı bir ilgim oluşmamıştı ta ki, kütüphanede bu kitabını görene kadar.
Kitabın ilgi çeken kapağı ve Can
Öncelikle söylemek istediğim, kitabın kapağı çok şirin değil mi? Turuncu ve kelebekli oluşu beni mest etti, tam Kasım ayına, sonbahar mevsimine yakışıyor ve ben de onu nereye gitsem yanımdan ayırmak istemedim zaten. Çantamda bana hep eşlik etti ve Allah'ın izniyle bereket getirdi. Zaten Kuran-ı Kerim ayetleriyle süslenmiş bir kitap,