yarın bir nedim, bir nef'i, hatta bize o kadar çekici gelen eski musıkî ebediyen yabancısı olacağımız şeyler arasına girecek. - güçlük var. fakat imkansız değil. biz şimdi bir aksülâmel devrinde yaşıyoruz. kendimizi sevmiyoruz. kafamız bir yığın mukayeselerle dolu; dede'yi, wagner olmadığı için, yunus'u, verlaine, bakî'yi, goethe ve gide yapamadığımız için beğenmiyoruz. uçsuz bucaksız asya'nın o kadar zenginliği içinde, dünyanın en iyi giyinmiş milleti olduğumuz halde çırçıplak yaşıyoruz.
Tevekkül ehliyiz hergiz bizim âmâlimiz yokdur Müheyyâdır bizim'çün devlet isti'câlimiz yokdur Nef'î
Sayfa 79 - Babıali Kültür Yayıncılığı
Reklam
Bugünlerden bahsediyor
Bugün Türkiye'de nesillerin beraberce okuduğu beş kitap bulamayız. Dar muhitlerin dışında, eskilerden zevk alan gittikçe azalıyor. Biz galiba son halkayız. Yarın bir Nedim, bir Nef'i, hatta bize o kadar çekici gelen eski musıki ebediyen yabancısı olacağımız şeyler arasına girecek.
Ehl-i dildür diyemem sînesi sâf olmayana Ehl-i dil birbirini bilmemek insaf değil Bağrı temiz olmayana gönül ehlidir diyemem. Gönülden anlayanların birbirini anlamaması insafa sığmaz. Nef'î 🍁🌼
.. .. Yâre te'sîr ide mi nâle vü âhum bilmem.. Bana gün göstere mi baht-ı siyâhum bilmem.. Kurtuluş yok feleğün cevr ü ta’addîsinden.. N’eyledüm bilsem ana ben de günâhum bilmem..
Benim köyüm ücra bir dağ köyü. Pinaduz Baba'nın köyü. Yeni ismi Dikili. Orada Fuzuli'den, Baki'den, Nedim'den, Nef'i'den şiirler okunuyorsa, kimse kalkıp Divan Edebiyatı'nı saray edebiyatı, yüksek zümre edebiyatı olarak yaftalayamaz. Bu büyük bir haksızlıktır ve batılılaşma sürecinde Türkiye'yi kültürel olarak değiştirip Batı'ya endeksleme çabasının boş bir gayretinden başka bir şey değildir. Çünkü bu çabayı gösterenler, köyde o gazelleri dinlememe ve ezberlememe mani olamadılar.
Sayfa 29 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çekdiğim derdi ne hem hâne ne hem râh bilir Âşıkım hâl-i dil-i zârımı Allâh bilir. (Çektiğim derdi ne ev halkı, ne yoldaşım bilir. Âşığım, inleyen gönlümün halini ancak Allah bilir.) Dâd o zâlimden eğer böyle kalırsa nâzı Ne figân-ı şeb ü ne âh-ı seher-gâh bilir (İnsaf o zalimden eğer bu nazı böyle devam ederse Ne gecenin feryadını ve ne sabah vaktinin ahını bilir.) Nef'î
GazelÂşık olduk dâm-ı zülf-i yâre düşdü gönlümüz Akla uyduk bir garîb âvâre düşdü gönlümüz. Gamdan âzâd olmağa bilmem ne çâre eylesek Kaldı hayretde acep bîçâre düşdü gönlümüz. Âşık olmakdır yine evlâsı ammâ derd bu Bir mülâyim âfet-i mekkâra düşdü gönlümüz. Çeşmi bir zahm urdu tîğ-ı gamze-i bürrân ile Göz yumup açınca yüz bin pâre düşdü gönlümüz. Fâriğ olsak n'ola dilber sevmeden Nef'î gibi Hüsn-i hulk-ı şâh-ı meh-dîdâra düşdü gönlümüz. Şevkımız yok zevk-i câm-ı lâ'l-i nâb-ı dilbere Şi'r-i hâkân-ı şeker-güftâra düşdü gönlümüz. Hazret-i Sultân Murâd Hân-ı kerîmü'ş-şân kim Şevk-i medhiyle garîb efkâra düşdü gönlümüz. Cüst ü cû etdik âlem-i endîşede Iztırârî vâdî-i inkâra düşdü gönlümüz.
N'ola seyl-i sirişk-i çeşm-i giryân durmayıp aksa Söyünmez sînede bir âteş-i cânsûzumuz vardır "Ağlayan gözlerimden yaşlar sel gibi aksa ne çıkar, göğsümüzde söndürülemeyen can yakıcı bir ateşimiz vardır." *Nef'î
Sayfa 100 - Kapı Yayınları - 2. BaskıKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.