Atatürk'ün Adalet'i... Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak
Bir kadını ağlatmak çok zor değildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazıya… En az erkekler kadar yani! Ama bir kadını yürekten ağlatmak zordur. Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa, ağlatan onun yüreğine ulaşmış demektir.Ama o yüreğin değerini bilememiş olacak ki ağlatan, gözünü bile kırpmadan teker teker batırır
Reklam
Sağ yanımda birisinin nefes alıp verişini duyuyordum. Elimi uzatsam adama dokunacak durumdaydım. Kulağıma doğru yaklaştı,nefesinin sıcaklığını hissediyordum, hafifçe üflüyordu sağ kulağıma, sonra soluma geçip sol kulağıma. Ürpermiştim. Aklımdan peş peşe ve hızla binlerce şey geçiyordu;ne düşüneceğimi, nasıl davranacağımı kestiremiyordum. Korkumu, heyecanımı bir yana koysam bile bütün bu olup bitenleri kendime konduramıyordum. Burada böyle çaresizce oturmayı hazmedemiyordum. Kişiliğimle, onurumla oynanıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.
hasretli göl sevgili günnük, hasretli göl yiyebildin mi sen hiç 7-8 yaşlarındayken? ben küçükken hani denizkıyısından geçerdi o adam,omuzunda taşıdığı o şeyin ipi,ağır ağır ,bağıra bağıra satardı: hasretli gööööööööööööl hasretli gööööööööööööööööööölllllllll............ hadi pam koş, koş önce kıyıdan yola,sonra karşıya geç, siteye doğru koş,4 kat merdiven çık,çık pam çık...nefes nefese...kapıyı çal,annen yine çamaşır gürültüsünden su şıkırtısından 5.çalışından önce duyamasın kapıyı.çal pam çal,deli gibi çal,tekmele kapıyı -ne var kızım? -anne hasretli göl, anne nolur alalım bana da -hasretli göl mü yine? -anne çabuk,adam gidiyor ,balkona koş koşş.. Yine yetişemedik, senelerce yetişemedik biz o adama, senelerce yiyemedim hasretli gölden. sonra vazgeçtim. Zaten öyle her şeylere heves eder bayılır ölür biter sonra da vazgeçerim.. ne zaman ilk yiyebildin dersen Alaska frigoyu,,tam sekiz sene sonra.13 yaşımda anlayabildim:hasretli göl: Alaska frigoymuş diğer insanlara hayalimdeki gibi değildi ki tadı artık:(
Bazen ne zordur ağlamak. Ne inatçıdır göz yaşları. Ardında bıraktıklarına su dökemez bazen gözler. Sadece bakar. Bir yumru oluşur boğazında. Nefes alamaz adeta. Nefesi almasına alır ama yakar o nefes içini. Sonra ağlar gözler. Dışarıya akmaz gözyaşları. Ağır ağır damlar yüreğine. Düştüğü yerleri yavaş yavaş oymaya başlar. Bir müddet sonra kanar yüreği. İncecik bir sicim gibi akar kanlar. Tüketir kalp kendini. Ruhsuzlaşır gözler. Dudaklar kıvrılmaz artık. Kulaklar duymaz. İşte o saatten sonra ruhun terk eder bedenini. Ve o saatten sonra sen sadece bakarsın... Anlamadan hissetmeden öylece bakarsın...
528 syf.
8/10 puan verdi
Aşk insanin bu dunyada nefes almasını sağlayan bir duygudur. Aşık olduğunuzda hayat daha anlamli ve daha özgürdür. Tüm dünyaya karşı gelecek her türlü zorluğa direnecek gücü bulur insan kendinde. Alexander, herkesin korktuğu, kadınların elde etmek için birbirleriyle yarıştığı, duygusuz, otoriter ve acımasız bir iş adamıdır. Peki bu adam aşk kapısını çaldığında o sert kabuğunu kırmayı başarabilecek mi? Geçmişi asla peşini bırakmazken, kaskatı kesilen kalbi yeniden atmayı başarabilecek mi? Bir erkeğin acımasız dünyasını ve sevdiği kadını içine hapsedişini okuyup bu adama sizde sahip olmak isteyeceksiniz.
Hissiz
HissizLemariz Müjde Albayrak · Postiga Yayınları · 2014326 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.