"Yaşasın kadınlar"ın çoklu anlamı var: Kadınlar öldürülmesin, hayatta kalsın ve bu uğurda ölümü göze alarak mücadele eden kadınlar kazansın ve yaşamak nefes almak değildir sadece: Kadınlar şiddet altında yaşayan bir ölü gibi değil kendi istedikleri gibi gerçekten "yaşasın"....
...Uyuşturulmak ve hiçbir şey hissetmeden yaşamak isterdi. Otomatik şekilde hareket etmek, bakmak, nefes almak, o kadar. Her şeyi görmek, bilmek ve hiçbir şey söylememek. Fakat anılar var işte, orada duruyorlar hâlâ...
Yaşamak hakkı sadece ölülerin mi elinden alınmıştır? Yarım kalan hikâyeler niçin sonsuzluğa sarkar? Nefes almak kafi gelir mi,bir hikayeye sahip olmak için? Birine yeni bir yaşam vermek bir ölüye can vermekten neden daha zor?