Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdür gönül
Ehl-i 'aşkun hâsılı sahib-mezâkıdur gönül
Bir nefes dîdâr içün bin cân fedâ etsem n'ola
Nice demlerdür esîr-i iştiyâkıdur gönül
Dildedür mihrin ko hâk olsun yolunda cân u ten
Ben ölürsem âlem-i ma'nîde bâkîdür gönül
Zerredür ammâ ki tâb-ı âfitâb-ı aşk ile
Rûzigârın şemse-i tâk u revâkıdur gönül
İtse Nef'î n'ola ger gönlüyle dâ'im bezm-i hâs
Hem kadeh hem bâde hem bir şûh sâkîdür gönül
Nef'î yeter da'vâyı ko dünyâ ile gavgâyı ko Eflâke istiğnâyı ko hâke yüzün sür lâ-cerem
Kaldır elin eyle du'â buldı kasîden intihâ Şimdi dua itmek sana hem müstehabdur hem ehem
Nef'i'nin siham-ı kaza adlı eserinde babasını bile hicvetmesi ve devlet adamlarını taşlamakta dozu kaçırınca dördüncü muratın emriyle idam edilmesi eski türk edebiyatının şanındandır.
Subha dek hiç kimsenin şem'in fürûzân eylemez
Bî-vefâ dünyâ eğer ben bildiğim dünyâ ise
Nef'î
(Eğer bu vefasız dünya benim bildiğim dünya ise kimsenin mumunu sabaha kadar parlatmaz. Kimse sürekli mutlu olamaz.)
hadisde Nefsi Mutmainne'nin yani hakikata kanmış olan nefsin Nefsi Levvame'den yani kendini kınayan nefisten daha hayırlı ve daha aziz olduğu buyurulmuştur.