Şair Nef'i bir toplantıda konuşurken düşmanlarından biri içeri girmiş herkese selam verirken kendisine de:
-Merhaba canım!
demiş.
Nef'i hemen kapıya doğru giderek:
-Öyleyse çıkıyorum! diyerek karşılık vermiş!
Ey dil hele âlemde bir âdem yoğ imiş
Var ise de ehl-i dile mahrem yoğ imiş
Gam çekme eğer hakikatte ârif isen
Farz eyle ki el'an yine âlem yoğ imiş
(Ey gönül!Hele şu dünyada adam gibi bir adam yokmuş.Var ise gönülden anlayan bir sırdaş bulunmuyormuş.Eğer bilge isen şu dünya için asla gam çekme ve tut ki dünya diye bir şey de zaten yok imiş)
"MEKTEBE NASIL GİDİLİRDİ"
Biz nasıl mektebe giderdik? Ben söyleyeyim, Siz dinleyin. Mesela ben fakiriniz sabahın karanlığında ilk vapura yetişmek için elimde Fener Kızıltoprak'tan yola düşer, Arnavut kaldırımlarının üstünde seke seke Kadıköyü'ne inerdim. Içindeki mumu püf diye söndürdükten sonra fenerimi Osman Ağa
Ol ilâc etmekden âciz derdimin meftûnu ben
İkimiz de kurtulurduk geçse dermândan tabîb
O iyileştirmekten aciz, ben dert düşkünü.
İkimiz de kurtulurduk, geçse tedaviden hekim.