Birisi kendinden nefret ettiğinde bunu hissetmez misiniz siz? Bu onu yaşarken öldürür, kendi olmanın bulantısını hissetmemek için kötü duygularını olduğu kadar iyi duygularını da uyuşturur.
Öğrenmen gereken bir şey var; “nefret”, entelektüel anlamda ele alındığında “sonsuz yadsıma”dır. Duygular bağlamında değerlendirildiğinde bir körelme biçimidir ve kendinden başka her şeyi öldürür.
"...kelimelere hiçbir anlam yüklemiyorum. İnsanların eylemlerinde bir hiyerarşi görmeyi, bazılarına değer ve bazılarına da kötü şöhret atfetmeyi reddediyorum. Kötülük ve fazilet tabirlerinin benim için hiçbir önemi yok. Ne methiye ne suçlama yaparım: Kabul ederim. Her şeyin ölçüsü benim. Ben dünyanın merkeziyim.”
“Ama dünyada bir iki insan
Adalet adına şiddete başvurmak korkunç bir şeydir; elimizi, ayağımızı bağlar, bizi ikiyüzlülükle öldürür. Güce dayanan şiddet daha iyidir. Ondan hiç olmazsa nefret edebilir, ümidimizi koruyabiliriz.
“Birisi kendinden nefret ettiğinde bunu hissetmez misiniz siz? Bu onu yaşarken öldürür; kendi olmanın bulantısını hissetmemek için kötü duygularını olduğu kadar iyi duygularını da uyuşturur."
Her yerde zayıflar önlerinde süründükleri güçlülerden nefret ederler, güçlüler de onlara yünü ve eti satılık sürüler gibi davranırlar. Daha namuslu bir iş olanakları bulunmadığı için, talim görmüş bir milyon katil, ekmeğini kazanmak amacıyla Avrupa'nın bir ucundan öbür ucuna giderek düzenli bir biçimde adam öldürür, haydutluk eder; barış içinde yaşar gibi görünen sanatların geliştiği kentlerdeki insanlar, kuşatılmış bir şehrin uğradığı felaketten duyulan acıdan çok, haset, gaile ve kuşku içinde kıvranırlar.