Nefret
Nefret; duygular bağlamında değerlendirildiğinde bir körelme biçimidir ve Kendinden başka her şeyi öldürür.
Avrupa’da Türk olmak
Hayatım boyunca en çok nefret ettiğim adamla aynı çatı altında yaşıyordum ama işin garibi bunu oradaki doktor ve hemşirelere anlatmama olanak yoktu. Yalnız hastanedekile­re değil hiçbir lsveçliye, hatta hiçbir Avrupalıya anlatamaz­dım bunu. Çünkü anlamazlardı. Onların gözünde ikimiz de Türk parantezine alınmıştık. Adının başında Türk sıfatı ol­du mu ister faşist ol ister komünist, ister cellat ol ister kur­ban fark etmezdi. Bülent'in söylediği gibi insan Türk olduğunu Türkiye'de iken anlamıyor ve kendisini diğer insanlar gibi hissediyordu. Farklılıkları, birey özellikleri olan bir insan. Ancak yurtdışı­na çıktığı zaman anlıyordu ki Batı'nın gözünde iyi Türk-kötü Türk ayrımı bile yoktur, sadece Türk vardır. Öylesine baskın bir damgadır ki bu, bütün kişisel özelliklerinin üstüne çıkar, onları boğar, kişiliğini öldürür. işte şimdi ben de düşmanımla aynı kimliği, aynı varoluşu paylaşmak zorunda bırakılmıştım. Hastanedeki ve dışarıda­ki bütün lsveçliler bana bu adamdan daha yakın geliyordu, onlarla aynı değer ölçülerini paylaşıyordum ama ne yazık ki ben onlara yakın gelmiyordum.
Sayfa 170Kitabı okudu
Reklam
Doğru yolda ilerleyen herkesin eninde sonunda karşılaşacağı en büyük sorunlardan birisi aşk ve bağımlılık arasında belirgin bir fark olduğunun bilincinde olabilmektir. Göze aynı görünürler ama değildirler.Birbirlerine benzerler - ama farklıdırlar. Hatta, aslında, bağımlılığa kıyasla nefret bile aşka daha fazla benzer. Bağımlılık tam tersidir; nefretin üstünü örter ve ona aşk süsü verir, ve aşkı öldürür. Bağımlılık kadar, sahiplenmek kadar zehirli hiçbir şey yoktur.
"Her infaz, adaleti öldürür aslında çünkü hiçbir hayat öldürülmeyi hak etmez.Ben hapiste yediğim dayaklardan kurtulup hayatıma devam edebildiysem işkencecilerimi bağışladığım içindir.Bunu diğer işkence mağdurlarından öğrendim.Zincirlenip sıramı beklerken. Unut, demişti o bilge adamlar.Onlardan, onların bizden nefret ettiği gibi nefret etmek aklını kirletmekten başka bir işe yaramaz.Oysa dokunamayacakları tek şey odur."
Sayfa 705Kitabı okudu
"Gerçek bir kötü"derken,içinde iyi olan ne varsa inkâr etmiş ve yaşarken cesede dönmüş biri demek istiyorum.Çünkü asıl kötüler herkesten nefret ederler,bu kesin,ama özellikle de kendilerinden nefret ederler.Birisi kendinden nefret ettiğinde bunu fark etmez misiniz siz? Bu onu yaşarken öldürür.
Okurken kanım dondu
“Şimdi sana niye anlatıyorum bunları açıklayayım: Karşında El Kaide ile aynı kaynaktan gelen ve en az onun kadar tehlikeli bir kurulum olduğunu, bu kurulumun köklerinin, sahip olduklarını korumak için seni ve senin gibi milyonlarcasını bir hamlede öldürmeye hazır bir sisteme dayandığını; bu vahşilerin silahlarının hukuk, güçlerininse senin vergilerinle kurulmuş bu devletin kaynakları olduğunu bilesin ve kendine gelesin diye! El Kaide’nin, girdikleri köylerde tecavüz ettikleri kadınlara sonra cinsel organlarını keserek işkenceler uygulaması buradakilerin yanında uygar kalır. Bunlar, önce inandığın her şeyi yağmalar, çocuklarını öldürür, sonra sen bu vahşete seyirci kalamadın diye seni bir deliğe tıkar, yemeğine koydukları ince ayar radyasyonla kanser olmanı sağlarlar, seni izleyen herkese, Allah’a karşı geldiğin için acılar içinde olduğunu ibret olarak gösterir ve seni tedavisiz hapsederek dünyanın en acı veren hastalığının eline bırakırlar. İşkenceyle ölmekten çok daha ötesini yaşatırlar sana, sadece hayattan değil varoluşun kendisinden bile nefret edersin. Listeleri vardır, ismin bir kere girdi mi, bir de üstü çizildi mi bitersin”
Reklam
Kilisenin aralık duran kapısından dışarıyı işaret etti. Baktım. Bir kadın gördüm. “Bak” dedi Masalcı. “Kadın çocuğuna meyve veriyor. Ne güzel bir anne değil mi? İlgili. İyi bir çocuk yetiştirecek. Ama durum öyle değil... Çocuğun kaderini annesine duyduğu minnet yönetecek, yeteneği değil. Yeteneği körelecek. Annesine duyduğu minnet onun hakikati olacak. Sevgi de öldürür nefret de... Senin gerçeğin sevgi . mi Erhan?”
Tamamlanmamış nihilizm; biçimleri: Tam ortasında yaşıyoruz. Değerlerimize tekrar değer kazandırmadan nihilizmden kurtulma çabaları: Aksini meydana getirir ve problemi daha duyarlı hale getirir. Kendi kendini uyuşturmanın yolları. Derinlerde: nereye gideceğini bilememek. Boşluk: Sarhoşlukla aşmaya çalışmak: Müzik olarak sarhoşluk; en asil şeylerin yok oluşundan trajik bir biçimde keyif alma acımasızlığıyla sarhoşluk; tek insanlar veya yaşlar (nefret olarak vs.) için körü körüne isteklilik olarak sarhoşluk.— Bilimin bir aracı olarak körü körüne çalışma girişimi: Gözlerimizi küçük keyiflere açmak, örneğin bügi arayışında (kendine karşı alçakgönüllülük); kendisi hakkında genelleştirme karşısında boyun eğme, acuna duygusu; mistisizm, sonsuz boşluğun şehvetli zevki; “kendi hayrı için” sanat (“le /ait”) ve kendinden iğrenmenin uyuşturucu aşamalan olarak “salt bügi”; sürekli işin veya bazı aptal küçük fanatizmlerin bir türü; tüm yöntemlerin bir kanşımı; hastalığın genel ölçüsüzlüğe ait oluşu (sefahat keyfi öldürür).
Her yerde zayıflar önlerinde süründükleri kuvvetlilerden nefret ederler, kuvvetliler de onlara, yünü ve eti satılık sürüler gibi muamele ederler. Daha namuslu bir işleri olmadığı ıçin, talim görmüş bir milyon katil, ekmek parası kazanmak amacıyla Avrupa'nın bir ucundan öbür ucuna giderek, düzenli bir şekilde insan öldürür, haydutluk eder; barış içinde yaşar gibi görünen sanatların geliştiği şehirlerde insanlar, kuşatılmış bir şehrin uğra dığı feläketten daha çok haset, gaile, endişe içinde kıvranırlar. Gizli acılar genel felaketlerden daha acıdır.
Sayfa 66 - Meb Yayınları
öyle aşkın ıstırabını
Sevilen kimseye duyulan nefret, zaman zaman o ka­dar ileri bir noktaya varabilir ki aşık önce sevdiğini öldü­rür, ardından da kendi canına kıyar.
Sayfa 73
840 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.