Her yerde zayıflar önlerinde süründükleri kuvvetlilerden nefret ederler, kuvvetliler de onlara, yünü ve eti satılık sürüler gibi muamele ederler. Daha namuslu bir işleri olmadığı ıçin, talim görmüş bir milyon katil, ekmek parası kazanmak amacıyla Avrupa'nın bir ucundan öbür ucuna giderek, düzenli bir şekilde insan öldürür, haydutluk eder; barış içinde yaşar gibi görünen sanatların geliştiği şehirlerde insanlar, kuşatılmış bir şehrin uğra dığı feläketten daha çok haset, gaile, endişe içinde kıvranırlar. Gizli acılar genel felaketlerden daha acıdır.
Öğrenmen gereken bir şey var; "nefret", entelektüel anlamada ele alındığında "sonsuz yadsıma"dır. Duygular bağlamında değerlendirildiğinde bir körelme biçimidir ve kendinden başka her şeyi öldürür.
Çünkü asıl kötüler herkesten nefret ederler, bu kesin, ama özellikle de kendilerinden nefret ederler. Birisi kendinden nefret ettiğinde bunu hissetmez misiniz siz? Bu onu yaşarken öldürür; kendi olmanın bulantısını hissetmemek için kötü duygularını olduğu kadar iyi duygularını da uyuşturur.
- Herkes sevmediğini böyle öldürür mü?
- Öldürmek istemeden insan nefret edermi?
- Her incinme hemen nefrete yol açmaz.
- Ne yani, yılan ikinci kez mi soksun?
“nefret”, entelektüel anlamda ele alındığında “sonsuz yadsıma”dır. Duygular bağlamında değerlendirildiğinde bir körelme biçimidir ve kendinden başka her şeyi öldürür.