ya intihar ya da iyileşme…
"Dekorların yıkıldığı olur. Yataktan kalkma, tramvay, dört saat daire ya da fabrika, yemek, tramvay, dört saat çalışma, yemek, uyku ve aynı uyum içinde salı çarşamba perşembe cuma cumartesi, çoğu kez kolaylıkla izlenir bu yol. Yalnız bir gün “neden” yükselir ve her şey bu şaşkınlık kokan bıkkınlık içinde başlar.
Hiclikte yanan bir mumum ben
Okyanusun dibindeki bir kum tanesi,
Bazen de atmosferin sonundaki hava zerresiyim.
Sadece bedenen buradayım,
Düşüncelerim yok artık.
Ruhumu kaybettim.
Ne bir fikrim var, ne de hissettiğim tek bir duygu..
Manzaraya bakarken gelen suskunluğum ben.
Gün batarken gelen ölüm isteğiyim.
Bir cenazedeki yorgunluktayım, donuk bakışlardaki göz yaşlarındayım.
Tek gerçek duyguyum ben, bulantıyım.
Ne bu dünyadayım, ne de başka bir yere aitim.
Ben 'Yabancı'yım.
Sana, bana, ona yabancıyım.
Aşka yabanım, kendime yabancıyım.
Soğuk acı kahvedeki bozukluktayım
Elde edemeyişlerdeki solgunluktayım.
Aşk çılgınlığının ta kendisi bu,
Kendi yaman gücü yıkar kendini;
Aklını öyle başından alır ki insanın
Dünyada hiçbir tutku getiremez
Onun başımıza getireceği belaları.
Sayfa 54 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu