Sömürgeleştirilmiş modernler, Nehru, Sukarno, Ho Çi Minh ve Nkrumah kuşağı, muhtemelen liberal Avrupa modernitesinin çelişkilerini en şiddetli biçimde yaşayan insanlardı. Bir yandan modern saldırganla özdeşleşmişler, onun ulus/halk, haklar ve kendi kaderini tayin hakkıyla ilgili siyasi ilkelerini, kültürünü ve dilini öğrenmişlerdi. Diğer yandan, hakların ve kendi kaderini tayin hakkının kendi halklarına tanınmadığını görmüşler, liberal emperyalizmin mağrur yüzü ve demir yumruğuyla tanışmışlardı.
Nehru çok ünlü eseri "Discovery of India" isimli kitabında: Türklerin Hindistan'a getirilen yenilikleri ve genel olarak Müslümanların Hindistan'a bıraktıkları büyük kültür mirasını anlatır.
Mısıroğlu, Milli Mücadele'yi ve M.Kemal'i öven herkesi karalıyordu. Bunlar da mı kiralık kalemler?
Bunlar da mı parayla meddahlık yapıyorlar?
Türk tarihçilerinin, yazarlarının, araştırmacılarının, hatta M.Kemal dalkavuklarının yazdıkları bile, bu kadar parlak değil.
Mehmet Ali Cinnah'ın, İkbal'in, Eyüp Hanın, Gandi'nin, Tagor'un, Nehru'nun, Habib Burgiba'nın, Emanullah Hanın, yani ezilmiş, sömürülmüş ülkelerin liderlerinin ve yazarlarının bu sözleri, Kurtuluş Savaşı hakkındaki düzmece masalları
ve temelsiz iddiaları, zorlama yorumları kökünden geçersiz kılıyorlar!