Bu "Mustafa Kuseyri olayı" denen olaydır. Mustafa Kuseyri, DEVGENÇ üyesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi bir genç. Bunun arkadaşı Nejat Arun isminde, yine DEV-GENÇ üyesi başka bir genç, ikisi Siyasal Bilgiler Fakültesinin yatakhanesinde otururlarken, sonradan mahkeme sırasında Nejat Arun'un iddia ve ifade ettiğine göre kazaen
tabancası ile oynarken Mustafa Kuseyri'yi vuruyor. Hemen katili saklıyorlar ve derhal propaganda başlıyor, "Faşistler Siyasal Bilgiler Fakültesi yurdunu bastılar ve devrimci Mustafa Kuseyri'yi öldürdüler."
O zaman Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Sekreteri Ecevit hemen beyanat veriyor. Hukuk Fakültesinin Dekanı Prof. Uğur Alacakaptan, Fakülte'de Türk Bayrağını matem işareti olarak yarıya çekiyor ve forum düzenliyor; faşistler devrimci Mustafa Kuseyri'yi öldürdü, diye. 15-20 kadar Milliyetçi Hareket Partili milliyetçi genç, hemen gözaltına almıyor, sıkılanmaya başlanıyor, mesele bu yönden araştırılmaya girişiliyor. Fakat, zaman içinde asıl katilin yine Dev-Genç üyesi Nejat Arun olduğu tespit ediliyor ve 12 Mart döneminde de yakalanıyor, mahkemeye veriliyor. Ama bu arada bütün ithamlar, bütün hücumlar bize yöneliyor ve o tutuklanan gençler de bir hayli işkence görüyorlar- bir hayli tazyik görüyorlar, neticede serbest kalıyorlar. Hakikat ortaya çıkıyor. Hakikat
ortaya çıkınca, bu iddiaları yapanlar, fazilet gösterip; biz o zaman yanılmışız, yanlış yere Milliyetçi Hareket Partisi'ni, yanlış yere Türkeş'i, yanlış yere bu gençleri suçlamışız, demiyorlar. Gerçek, sükutla geçiştiriliyor. Propaganda devam ediyor ...